Examples of using "Pego" in a sentence and their turkish translations:
Yakalandım.
Tom yakalandı.
Tom çalarken yakalandı.
Tom nihayet yakalandı.
Tom asla yakalanmadı.
Tom neredeyse yakalandı
Metroya nereden gidebilirim?
Dolandırıcı yakalandı.
Yakalanacaksın.
Tom yakalanmadı.
Ben borç para alırım.
- Soğuk almış olmalıyım.
- Üşütmüş olmalıyım.
tabi ki de yakalanmamak
Ay, seni bir yakalarsam!
O elma çalarken yakalandı.
O bir pusuda yakalandı.
Tom şaşkınlıktan yakalandı.
Tom elma çalarken yakalandı.
Katil asla yakalanmadı.
Senin için biraz alayım mı?
Ben nadiren soğuk algınlığı olurum.
O gafil avlandı.
Trafiğin en yoğun olduğu zamanda yakalandım.
Okula otobüsle giderim.
- Kışın ben her zaman grip oluyorum.
- Kışın her zaman nezleye yakalanırım.
Tom yakalandı mı?
Suçlu henüz yakalanmadı.
Tom mücevher çalmaya çalışırken yakalandı.
Onu senin için alayım.
Polis tarafından yakalanma riski var mıdır?
Sonra görüşürüz.
Katil sonunda dün gece yakalandı.
- Tom yine hile yaparken yakalandı.
- Tom yine aldatırken yakalandı.
Kazı yaparken yakalanırsanız cezası var
Ben hemen hemen her gün metroya biniyorum.
Ben yakalanırsam ne olur?
Bir kitap alıyorum.
Fadıl çok geçmeden yakalandı ve cinayeti itiraf etti.
Balık yakalarım ve gitmelerine izin veririm.
yani farazi şeylere takılmıyorsunuz
Şimdiye kadar ilk defa bir kuş yakaladım.
Hırsız suçüstü yakalandı.
Metro istasyonuna ulaşmak için hangi otobüse biniyorum?
Eğer daha önce ayrılsaydın trene yetişirdin.
Tom sınavda kopye çekerken yakalandı ve okuldan uzaklaştırıldı.
ölüm girdabı adı verilen bir duruma yakalanıyor bazen
İstasyona gitmek için hangi otobüse bineceğimi lütfen bana söyleyin.
Bu genellikle okula gittiğim kestirme yol.
Waikiki'ye gitmek için kaç numaralı otobüse bineceğim?
Tom polis tarafından yakalanmak istemediği için dağlarda saklandı.
Tom ihtiyacı olan parayı başka birinden ödünç almış olabilir.
Kitapları şehir kütüphanesinden ödünç alırım.
Taksi çağırmana gerek yoktu.
Ben, yakalanmadan önce Tom'un yıllardır Amerika'ya uyuşturucu ticareti yaptığını duydum.