Examples of using "Garçonete" in a sentence and their turkish translations:
Mary bir garson.
Garson nerede?
Garson çay servis etti.
İyi bir garsonsun.
Tom garsona gülümsedi.
Mary iyi bir garson.
Hoş bir garson bize hizmet etti.
Tom garsonla flört etti.
Garson bana kahve getirdi.
Mary Park Caddesindeki bir restoranda bir garson olarak çalışmaktadır.
- Garson önümde bir bardak meyve suyu hazırladı.
- Garson önüme bir bardak meyve suyu koydu.
Tom garsona otuz dolarlık bir bahşiş verdi.
Garson kız onun ona daha fazla bahşiş bırakacağını düşünerek Tom'la kırıştırıyordu.