Examples of using "Braços" in a sentence and their turkish translations:
Onun çok güçlü kolları var.
O, kollarını kavuşturdu.
Tom kollarını kavuşturdu.
Tom kollarını kaldırdı.
Kollarımı bırak.
- Benim kısa kollarım var.
- Kollarım kısa.
Kollarınızı üst üste atmayın.
Ahtapotun kaç tane kolu var?
Tom her iki kolunu kırdı.
Tom'un kollarında dövmeleri var.
Tom benim kollarımda öldü.
Kollarım uyuştu.
Kollarım ağrıyor.
Kollarımda öldü.
- Kollarında öldü.
- Onun kollarında öldü.
- O, onun kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.
- Kollarında öldü.
- Onun kollarında öldü.
- O, onun kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.
Tom, Mary'yi omuzlarında taşıdı.
Tom'un gerçekten kıllı kolları var.
Ahtapotların sekiz kolu vardır.
Tom Mary'yi kollarında tuttu.
Tom Mary'yi kollarında taşıdı.
Tom Mary'nin kollarında öldü.
- Tom'un kollarında birçok yara izi var.
- Tom'un kolları tarlaya dönmüş.
İki kolunuzu da bu şekilde kaldırın.
- Kolkola yolda yürüyorlardı.
- Cadde boyunca kol kola yürüyorlardı.
Yaşlı adam kollarını bağlamış oturuyordu.
Onun kollarının sıcaklığını hatırlıyorum.
Omuz kol ve gövdeyi birleştirir.
Birçok insan kollarını ya da bacaklarını kaybetmiş.
O onu kollarında tutmayı istedi.
Kollarında güvende hissediyorum.
Onun babası kollarında öldü.
Çift kol kola yürüyordu.
Bebek annesinin kollarında uyuyakaldı.
"Büyükanne nerede?" "Kanepede uyuyor."
Senin kollarında ruhum huzur buluyor.
Babası ile kol kola yürüdü.
Bu kollarım için zorlu bir egzersiz olacak. Pekâlâ.
Onu görebiliyorum, orada kollarını sallıyor.
Sonra, alttaki kollardan iki tanesi yavaşça hareket ediyor.
Bebek annesinin kollarına sokuldu.
- Bebek annesinin kollarında mışıl mışıl uyuyordu.
- Bebek annesinin kollarında rahat uyuyordu.
Bir polis, kollarını kavuşturarak izliyordu.
Burada ne yapıyorsun? Casal'la kucaklaşıyor musun?
Kollarımızdaki pazularımızdan çok daha fazlasına sahibiz,Per.
İyi tırmanış için bacaklarınızı kullanmalı ve kollarınızla da dengeyi ayarlamalısınız.
Kulak ve kollarındaki yaraların yanı sıra topallayarak yürüyor,
Bebek annesinin kollarında derin bir uykudaydı.
O, uzun kol ve bacaklarıyla, çok uzun boylu ve inceydi.
Tom, Mary'nin cansız bedenini kollarında tuttu.
Veronika'ya sarılmayı seviyorum.
Gözleriniz, Venüs de Milo'nun kolları kadar güzel.
Başım ağrıyor, kollarım ve bacaklarım da... Aslında bütün vücudum.
Karım kollarını bağladığında ve ayağını yere vurduğunda, onun kızgın olduğunu biliyorum.
Eğer biri onun ellerine düşmeden kucağına düşebilseydi kadın daha çekici olurdu.
Asya'nın hayatta kalan birkaç büyük maymunundan biri, birden Scourfield ve rehberine dal fırlatmaya başladı.
Kollarımı denge için kullanıyorum. Ayaklarımı da halata dolayıp kendimi yukarı itiyorum.
O, hiç kimsenin sandalyesinde oturmasına izin vermeyecek.