Translation of "Acorda" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Acorda" in a sentence and their turkish translations:

Acorda!

- Kalk!
- Uyan!

- Acorda!
- Acorde!

- Kalk!
- Uyan!

Ele acorda cedo.

O erken uyanır.

- Acorda!
- Acorde!
- Acordem!

- Kalk!
- Uyan!

Tom acorda cedo.

Tom erken uyanır.

Ela acorda cedo.

O erken kalkar.

Jack acorda cedo.

Jack erken kalkar.

- Acorda!
- Cai na real!

Gerçekçi ol.

Ela sempre acorda cedo.

O hep erken kalkar.

- Acorda, Tom.
- Acorde, Tom.

Uyan, Tom.

Tom, acorda! Estamos atrasados!

Tom, uyan! Geç kalıyoruz!

Tom sempre acorda cedo.

Tom her zaman erken kalkar.

- Tom, acorde.
- Tom, acorda.

Tom, uyan.

Me acorda às oito.

- Beni sekizde uyandırın.
- Sekizde beni uyandır.

Ele não acorda cedo.

O, erken kalkmaz.

Tom acorda Mary às onze.

Tom, Mary'yi saat on birde uyandırır.

A que horas você acorda?

- Kaçta uyanırsın?
- Kaçta uyanırsınız?

A que horas você acorda geralmente?

- Genelde hangi saatte uyanırsın?
- Genellikle ne zaman uyanırsın?

Ele normalmente se acorda às seis.

O, genellikle altıda kalkar.

Ela acorda cedo todos os dias.

O her sabah erken kalkar.

Ela acorda às seis horas toda manhã.

O her sabah altıda uyanır.

- Você acorda cedo.
- Você é um madrugador.

Erkencisin.

Ele normalmente se acorda às seis horas.

Genellikle saat altıda uyanır.

- A mulher acorda.
- A mulher está acordando.

Kadın uyanıyor.

Tom acorda às 5h30 todas as manhãs.

Tom her sabah 5.30'da kalkar.

Tom acorda cedo quase todas as manhãs.

Tom neredeyse her sabah erken uyanır.

- Desperte-me às oito.
- Me acorda às oito.

Beni sekizde uyandırın.

Quem dorme com os cães acorda com pulgas.

- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- İtle yatan bitle kalkar.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Üzüm üzüme baka baka kızarır.

- Tom não acorda cedo.
- Tom não levanta cedo.

Tom erken kalkmaz.

A mãe acorda o filho para ir à escola.

Anne, oğlunu okula gitmesi için uyandırır.

Jane vai para a cama cedo e acorda cedo.

Jane erken yatar erken kalkar.

Ela o acorda todos os dias às 6:30.

- O, 6:30'da her gün onu uyandırır.
- O, onu her gün 6.30'da uyandırır.

- O meu pai acorda cedo.
- O meu pai levanta cedo.

Babam erken kalkar.

Ela sempre me acorda com o café da manhã na cama.

O her zaman beni yatakta kahvaltıyla uyandırır.

Você não acorda tão cedo quanto sua irmã mais velha, né?

Ablan kadar erken kalkmazsın, değil mi?

Você não se acorda tão cedo quanto a sua irmã, não é?

Kız kardeşin kadar erken kalkmıyorsun, değil mi?