Translation of "Achava" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Achava" in a sentence and their turkish translations:

- Eu achava que poderíamos vencer.
- Achava que poderíamos vencer.
- Eu achava que nós poderíamos vencer.

Kazanabileceğimizi düşünmüştüm.

Eu achava Tom bonito.

Tom'un sevimli olduğunu düşünürdüm.

- Achava que você iria querer.
- Eu achava que você iria querer.

Bunu istemediğini düşündüm.

- Achava que isso fosse engraçado.
- Eu achava que isso fosse engraçado.

Komik olduğunu düşündüm.

- Achava que nós tínhamos terminado.
- Eu achava que nós tínhamos terminado.

- Bitirdiğimizi sanmıştım.
- İşimiz bitti diye düşünmüştüm.

- Eu achava que você já sabia.
- Achava que você já sabia.

Senin zaten bildiğini sanıyordum.

- Eu achava que seria difícil fazer.
- Achava que seria difícil fazer.

Yapmanın zor olacağını düşündüm.

- Eu disse que achava engraçado.
- Eu disse que achava que era divertido.
- Eu disse que achava que fosse engraçado.

Onun komik olduğunu düşündüğümü söylemiştim.

Achava que você iria gostar.

Ondan hoşlanacağını düşündüm.

- Achava que isso poderia te interessar.
- Eu achava que isso poderia te interessar.

Bunun seni ilgilendirebileceğini düşündüm.

- Achava que o Tom ia ser morto.
- Achava que iam matar o Tom.

Tom'un öldürüleceğini sandım.

- Eu achava que você iria com o Tom.
- Achava que você iria com o Tom.
- Eu achava que vocês iriam com o Tom.
- Achava que vocês iriam com o Tom.

Tom'la birlikte gittiğini düşündüm.

Ele achava que era um gênio.

O, onun bir deha olduğunu düşündü.

Eu não achava que você entenderia.

Tom'un seni anladığını sanmıyordum.

Eu achava que ele era médico.

Onun bir doktor olduğuna inandım.

Eu achava que era seu namorado.

Erkek arkadaşın olduğumu düşünüyordum.

Tom achava que Maria o amava.

Tom Mary'nin kendisini sevdiğini düşünüyordu.

Eu achava que isso era verdade.

Onun doğru olduğunu düşünürdüm.

O Tom achava a Mary nojenta.

Tom, Mary'yi itici buldu.

- Eu achava que o Tom poderia ficar zangado.
- Achava que o Tom poderia ficar zangado.

Tom'un kızabileceğini düşündüm.

- Eu não achava que eu ficaria tão cansado.
- Não achava que eu ficaria tão cansado.

Bu kadar yorgun olacağımı sanmıyordum.

- Tom fez o que achava ser o certo.
- Tom fez o que ele achava ser o certo.
- Tom fez o que ele achava ser o correto.
- Tom fez o que achava ser o correto.

Tom doğru olduğunu düşündüğü şeyi yaptı.

- Achava que você estaria aqui.
- Acreditava que você estaria aqui.
- Eu achava que você estaria aqui.

Burada olacağını düşündüm.

Eu achava que o Tom estava dormindo.

Tom'un uyuduğunu düşündüm.

Achava que estavas a falar a sério.

Ciddi olduğunu sanmıştım.

Achava que isso poderia ter alguma utilidade.

Faydalı olabileceğini düşündüm.

Achava que ele era o meu irmão.

Onun benim kardeşim olduğunu düşündüm.

Eu não achava que te encontraria aqui.

Seninle burada karşılaşacağımızı düşünmedim.

Achava mesmo que seria diferente desta vez?

Bu defa farklı olacağını gerçekten düşündün mü?

Tom achava que Maria não entendia francês.

Tom, Mary'nin Fransızca anlamadığını düşündü.

Achava que o Tom iria adormecer agora.

Tom'un şimdiye kadar uyuyacağını düşündüm.

Tom achava que ele era muito sortudo.

Tom çok şanslı olduğunu düşündü.

Eu achava que isso era uma coincidência.

Bunun bir rastlantı olduğunu düşündüm.

- Tom disse que não achava possível.
- O Tom disse que ele não achava que isso fosse possível.

Tom bunun mümkün olduğunu düşünmediğini söyledi.

Achava que o Tom não iria querer ajuda.

Tom'un bir yardım istemeyeceğini düşündüm.

Desculpe. Achava que não era o seu lugar.

Affedersiniz. Bunun sizin koltuğunuz olduğunu düşünmüyordum.

No início, eu achava que Tom estava brincando.

Önce, Tom'un şaka yaptığını düşündüm.

O que Tom achava que você deveria fazer?

Tom ne yapman gerektiğini düşünüyordu?

O que Tom achava que você deveria usar?

Tom ne giymen gerektiğini düşündü?

Tom disse que achava que eu era espirituoso.

Tom esprili olduğumu düşündüğünü söyledi.

Eu não achava que o Tom ficaria tímido.

Tom'un utangaç olacağını düşünmedim.

- Eu achava que nós não estávamos falando sobre o Tom.
- Eu achava que não estávamos falando sobre o Tom.

Tom hakkında konuşmuyor olduğumuzu sanıyordum.

Tom me disse o que achava do meu plano.

Tom planımla ilgili ne düşündüğünü bana söyledi.

Achava que você me contou que não falava francês.

Bana Fransızca konuşamadığını söylediğini düşündüm.

- Achava que você estava morto.
- Pensava que tinhas morrido.

Ben senin öldüğünü sandım.

Tom disse que achava que a Mary era bonita.

Tom, Mary'nin güzel olduğunu düşündüğünü söyledi.

O Tom não achava que a Mary estivesse chateada.

Tom Mary'nin üzgün olduğunu düşünmedi.

O Tom não achava que a Mary estava cansada.

Tom, Mary'nin yorgun olduğunu düşünmüyordu.

Tom me disse que achava que Mary estava certa.

Tom bana Mary'nin hatasız olduğunu düşündüğünü söyledi.

O Tom não achava que a Mary o deixaria.

Tom Mary'nin onu terk edeceğini düşünmüyordu.

Tom disse que achava que a Mary poderia vencer.

Tom, Mary'nin kazanabileceğini düşündüğünü söyledi.

O Tom disse que achava que poderia nos ajudar.

Tom bize yardım edebileceğini düşündüğünü söyledi.

- Eu pensava que o Tom era canadense.
- Pensava que o Tom era canadense.
- Eu pensava que o Tom fosse canadense.
- Eu achava que o Tom era canadense.
- Achava que o Tom era canadense.
- Eu achava que o Tom fosse canadense.
- Achava que o Tom fosse canadense.

Tom'un Kanadalı olduğunu düşündüm.

- Eu achava que a Hilary iria ganhar.
- Achava que a Hilary iria ganhar.
- Eu achei que a Hilary iria ganhar.
- Eu achava que a Hilary fosse ganhar.
- Achava que a Hilary fosse ganhar.
- Eu achei que a Hilary fosse ganhar.
- Achei que a Hillary fosse ganhar.

Hillary'nin kazanacağını düşündüm.

- Eu pensei que Tom sabia falar francês.
- Eu achava que o Tom sabia falar francês.
- Achava que o Tom sabia falar francês.

Tom'un Fransızca konuşabildiğini düşündüm.

Achava que Tom e Mary fazem um casal bom demais.

Tom ve Mary'nin böylesine hoş bir çift olduğunu düşündüm.

Tom me perguntou quem eu achava que estaria na reunião.

Tom bana toplantıda kimlerin olacağını düşündüğümü sordu.

A polícia não achava provável que Tom tivesse se matado.

Polisler Tom'un kendisini öldürmüş olma olasılığını düşünmediler.

Eu não achava que o Tom fosse fazer algo assim.

Tom'un böyle bir şey yapacağını düşünmedim.

Tom me disse que achava que Mary tinha feito isso.

Tom bana Mary'nin bunu yaptığını düşündüğünü söyledi.

O Tom disse que achava que a Mary estava interessada.

- Tom Mary'nin ilgilendiğini düşündüğünü söyledi.
- Tom, Mary'nin ilgili olduğunu düşündüğünü söyledi.

Tom disse que achava que o meu plano não funcionaria.

Tom planımın işe yaramayacağını düşündüğünü söyledi.

Eu achava que Tom já tinha falado com Mary sobre isso.

Tom'un daha önceden bunun hakkında Mary ile konuştuğunu sandım.

Tom me disse que achava que Boston era uma cidade segura.

Tom bana Boston'un güvenli bir şehir olduğunu düşündüğünü söyledi.

Eu não achava que o Tom tinha uma licença de motorista.

Tom'un bir ehliyeti olduğunu düşünmüyordum.

Tom disse que achava que poderia emprestar dinheiro para a Mary.

Tom Mary'ye biraz para ödünç verebileceğini sandığını söyledi.

O Tom disse que achava que a Mary estava com fome.

Tom, Mary'nin aç olduğunu düşündüğünü söyledi.

O Tom contou-me que achava que a Mary estava irritada.

Tom bana Mary'nin rahatsız olduğunu düşündüğünü söyledi.

O Tom disse que achava que a Mary ficaria com medo.

Tom Mary'nin korkmuş olacağını düşündüğünü söyledi.

- Eu pensava que o Tom estaria aqui.
- Pensava que o Tom estaria aqui.
- Eu achava que o Tom estaria aqui.
- Achava que o Tom estaria aqui.

Tom'un burada olacağını düşündüm.

Eu achava que preferias os relógios de cuco aos relógios de areia.

Guguklu saatleri kum saatlerine tercih edeceğini sanıyordum.

Tom perguntou a Maria o que ela achava de seu emprego novo.

Tom, Mary'ye yeni işini nasıl bulduğunu sordu.

- Tom disse que o achava idiota.
- Tom disse que te acha estúpido.

Tom aptal olduğunu düşündüğünü söyledi.

O Tom disse que achava que a Mary estava com o John.

Tom Mary'nin John'la olduğunu düşündüğünü söyledi.

O Tom achava que a Mary sabia porque ele não gostava dela.

Tom Mary'nin onun niçin ondan hoşlanmadığını bildiğini düşündü.

Tom disse que ele não achava que a Mary estava com fome.

Tom, Mary'nin aç olduğunu düşünmediğini söyledi.

Eu achava que bruxas eram reais. Hoje eu tenho certeza que elas são.

Eskiden cadıların gerçek olduğunu düşünürdüm. Bugün onların gerçek olduğunu biliyorum.

Tom contou a Mary que ele achava que John estava estressado de verdade.

Tom Mary'ye John'un gerçekten gerilim altında olduğunu söyledi.

- Eu achava que o Tom iria ganhar.
- Eu achei que o Tom iria ganhar.
- Achei que o Tom iria ganhar.
- Eu achava que o Tom fosse ganhar.
- Achava que o Tom fosse ganhar.
- Eu achei que o Tom fosse ganhar.
- Achei que o Tom fosse ganhar.

Tom'un kazanacağını sanmıştım.

- Não achei que chegaria a tempo.
- Eu não achava que chegaria lá a tempo.

Oraya zamanında varacağımı düşünmedim.

O Tom não achava que ele teria a chance de morar em um outro país.

Tom o güne kadar başka bir ülkede yaşamak için bir şansı olacağını düşünmüyordu.

- Tom disse que achava necessário fazermos isso?
- O Tom disse achar necessário que fizéssemos isso?

Tom, bunu yapmamızın gerekli olduğunu düşündüğünü söyledi mi?

- Tom me perguntou se eu achava Mary bonita.
- Tom me perguntou se eu pensava que Mary é bonita.

Tom bana Mary'nin güzel olduğunu düşünüp düşünmediğimi sordu.

- O Tom achou que a Mary poderia salvá-lo.
- O Tom achava que a Mary poderia salvá-lo.

Tom, Mary'nin onu kurtarabileceğini düşündü.

- Eu não achei que o Tom pudesse correr tão rápido assim.
- Não achei que o Tom pudesse correr tão rápido assim.
- Eu não achava que o Tom podia correr tão rápido assim.
- Não achava que o Tom podia correr tão rápido assim.

Tom'un o kadar hızlı koşabileceğini düşünmüyordum.

- Tom pensava que a Mary estava gastando o tempo dela estudando francês.
- Tom achava que Mary estava perdendo tempo por estudar Francês.

Tom Mary'nin Fransızca çalışarak zamanını boşa harcadığını düşündü.

Quando eu era criança, eu achava que se eu morresse o mundo simplesmente desapareceria. Que ilusão infantil! Eu não podia aceitar que o mundo poderia existir sem mim.

Çocukken ,ölürsem dünyanın hemen ortadan kaybolacağını düşündüm.Ne çocukça bir aldanma!Ben sadece dünyanın bensiz devam edip var olacağını kabullenemiyordum.