Examples of using "Wielki" in a sentence and their turkish translations:
Ne kadar büyük bir köpek!
Sen büyüksün.
Büyük, değil mi?
O büyük bir soytarı.
Büyük gün geldi.
Büyük bir yılan, baksanıza.
Yarın büyük bir gün olacak.
Onun iyi bir iştahı var.
Tom'un büyük bir sorunu var.
- O köpek büyük.
- O köpek büyüktür.
Bu büyük bir proje.
Siz de bu dev hediyeye sahipsini: Hayat,
Bu, ileriye yönelik büyük bir adımdır.
Büyük bir aptal gibi hissediyordum.
Kanser hastalığı insanlığın en büyük düşmanıdır.
Büyük odayı kendisine aldı.
- Boş yere yaygara koparıyosun.
- Yok yere mıcırık çıkarıyorsun.
Oradaki büyük beyaz binayı görebiliyor musun?
Karımı seçerken büyük bir hata yaptım.
Uluslararası bir dil insanlık için oldukça kullanışlı olurdu.
Benim şehrimde büyük bir kale vardı.
Ağrı dayanılmayacak kadar fazladır.
Evet, bu mağarada bir kurt büyük bir piknik yapmış.
Kiskadee sinek avcısı kuşun sesini taklit ederler.
Gazeteler Nagoya'da büyük bir yangın olduğunu söylüyorlar.
- Jül Sezar, bu büyük Roma kahramanı, öldürüldü.
- Jül Sezar, bu büyük Roma kahramanı suikaste uğradı.
Dışarıdan bakınca nefes alma sırasında şişen,
Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
Gazeteye göre, Boston'da büyük bir yangın vardı.
Büyük bir sorunum var.
Bildiğimiz üzere, 11 Eylül çok fazla şok ve acıya neden oldu.
Onun ölüm haberi ülke çapında büyük endişeye neden oldu.
O aslında o kadar büyük bir sorun değil.
Tom harika değil mi?