Examples of using "Widzę" in a sentence and their turkish translations:
- Ben bir şey görmüyorum.
- Bir şey anlamıyorum.
Köpeği görüyorum.
Bir taç görüyorum.
Bir oğlan görüyorum.
- Anlıyorum.
- Görüyorum.
Ben normal görüşe sahibim.
Bir kitap görüyorum.
Bir aslan görüyorum.
Tom'u görürüm.
Bir zürafa görüyorum.
Evi görüyorum.
Bir haç görüyorum.
Meşgul olduğunuzu görüyorum.
Altımızda bir orman görebiliyorum.
Şimdi de onu göremiyorum.
Şimdi de onu göremiyorum.
Ben hiçbir neden görmüyorum.
Kimseyi görmüyorum.
- Ben bir şey göremiyorum.
- Hiçbir şey göremiyorum!
- "Görüyorum" dedi kör adam.
- "Anlıyorum" dedi kör adam.
Seni görmüyorum.
Ben onu ender olarak görüyorum.
Evini görüyorum.
Bear'ı önümüzde görüyorum.
Ne yapıyor, göremiyorum.
Çatıda bir kuş görüyorum.
Ufukta bir gemi görebiliyorum.
Ahşaptan yapılmış bir haç görüyorum.
Bir hayalet gördüğümü düşündüm.
Bir şey gördüğümü düşündüm.
Onu odayı süpürürken görüyorum.
Başka seçenek görmüyorum.
Bir erkek ve bir bayan görüyorum.
Ben bir desen görüyorum.
Ay ve yıldızları görüyorum.
Burada hiçbir şey göremiyorum.
Bakıyorum da mum almışsın.
Bu cümleyi ilk görüşüm değil.
İleriyi göremiyorum!
Ya da şuradaki dağın üstünde gördüğüm
Burada bir şey buldum, bakın. Evet. Çabuk!
İçeride ne olduğunu göremiyorum.
Gelişmesini görüyorum.
Yarın bir arkadaşla görüşüyorum.
- Onunla görüşebildiğim için mutluyum.
- Onu gördüğüme memnun oldum.
Herhangi bir fark görmüyorum.
Seni işitebiliyorum ama seni göremiyorum.
Gördüğüm birini tanıdığımı sandım.
İçeride birini görmüyorum.
İyi bir izlenim bıraktığını görüyorum.
Onu her gördüğümde, gülüyor.
Devam etmek için sebep olmadığını anlıyorum.
Seni gördüğüme sevindim!
Onu rüyalarımda bile görüyorum.
- Işığı yak. Bir şey göremiyorum.
- Işığı aç, bir şey göremiyorum.
Ne kadar tehlikeli olduğunu görüyorum.
Gördüğüme inanamıyorum.
Onu görebiliyorum, orada kollarını sallıyor.
- Seni gördüğüme çok memnun oldum.
- Seni görmekten çok mutluyum.
Yarın amcamla görüşüyorum.
Bunda bir yanlışlık görmüyorum.
Bu konuşmaya devam etmenin amacı olmadığını anlıyorum.
Bunu daha önce yaptığını anlıyorum.
- Seni gördüğüme çok sevindim.
- Seni görmekten çok mutluyum.
Şu ağacın altında duran bir kız görüyorum.
Ben acele etmek için herhangi bir neden görmüyorum.
Burası gerçekten karanlık. Hiçbir şey göremiyorum.
Seni burada gördüğüm için mutluyum.
Seninle tanıştığım için mutluyum.
Seni burada gördüğüme şaşırdım.
Tom hariç parkta kimseyi görmedim.
Her gün benim evin önünden geçtiğini görüyorum.
Burası gerçekten karanlık. Bir şey göremiyorum.
Seni gördüğümde bana her zaman erkek kardeşimi hatırlatıyorsun.
Seni görmek güzel.
Onu çok nadiren görüyorum.
Sorun şu ki sonunu göremiyorum ve bu her zaman tehlikelidir.
Sorun şu ki sonunu göremiyorum ve bu her zaman tehlikelidir.
Bear'ı gördüm, ama ona ulaşabileceğimi sanmıyorum.
Çok fazla yanlış ufuk görüyorum ve yaklaştığımızı sanıyorum.
Ne kadar derin olduğunu bile göremiyorum. Bu tür tünellerin tehlikeli yanı budur.
Her gün iyi olup olmadığını kontrol ediyordum. "Bu, son gün mü? Onu göremeyecek miyim?" diyordum.
Sana söylemeye gerek olmadığını anlıyorum.
Birdebire su aygırlarını bana niçin anlatıyorsun? O ve senin on iki kırmızı akvaryum balığının arasındaki bağlantıyı anlamıyorum.
Benim kazandığımdan daha çok para kazanmana rağmen benim senden daha çok gelir vergisi ödemem bana çok mantıklı gelmiyor.