Translation of "Dom" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Dom" in a sentence and their turkish translations:

- Widzisz ten dom? To jest mój dom.
- Widzisz ten dom? To mój dom.

Şu evi görüyor musunuz? O benim evim.

Zbudują dom.

Bir ev inşa edecekler.

Pomalowała dom.

O, evi boyadı.

Pomalował dom.

O, evi boyadı.

Dom spłonął.

Ev yandı.

Remontuję dom.

- Evi onarıyorum.
- Evi tamir ediyorum.

Widzę dom.

Evi görüyorum.

- To mój dom.
- To jest mój dom.

- Bu benim evim.
- Bu benim evimdir.
- Burası benim evim.

- Twój dom jest duży.
- Wasz dom jest duży.

- Eviniz büyük.
- Senin evin büyük.

Mają ogromny dom.

Onların büyük bir evi var.

Zbudowałem nowy dom.

- Ben yeni bir ev inşa ettim.
- Yeni bir ev yaptım.

Podpalił własny dom.

O, evini ateşe verdi.

Jaki piękny dom!

Ne güzel bir ev!

Zbudował nowy dom.

Yeni bir ev inşa etti.

Musimy posprzątać dom.

- Evi temizlemeliyiz.
- Evi temizlememiz gerekiyor.

To jej dom.

Bu onun evi.

Dom Tomka spłonął.

Tom'un evi yanıp kül oldu.

Kocham mój dom.

- Ben evimi seviyorum.
- Evimi seviyorum.

Dom się zawalił.

- Ev yıkıldı.
- Ev göçtü.

Sprzedasz swój dom.

Sen evini satacaksın.

To ich dom.

Bu onların evidir.

To jego dom.

O, onun evidir.

To duży dom.

- Bu geniş bir evdir.
- Bu büyük bir ev.

Chciałbym wynająć dom.

Bir ev kiralamak istiyorum.

Dom się pali.

Ev yanıyor.

Lubię mój dom.

- Evimi severim.
- Evimi beğeniyorum.

Mam duży dom.

- Benim büyük bir evim var.
- Geniş bir evim var.

Dom wymaga naprawy.

Evin onarıma ihtiyacı var.

Uwielbiamy ten dom.

Biz bu evi severiz.

Widzę twój dom.

Evini görüyorum.

- Czy masz dom we Włoszech?
- Mają państwo dom we Włoszech?

İtalya'da bir evin var mı?

dom otwarty, sala koncertowa

açık bir ev, bir konser salonu

Na wzgórzu jest dom.

Tepede bir ev var.

Czuliśmy, jak dom drży.

Evin sallandığını hissettik.

Kto zaprojektował Biały Dom?

Beyaz Saray'ı kim tasarladı?

Pański dom jest wspaniały.

- Evin harika.
- Evin fantastik.

Odwiedziłem dom mojej babci.

Ben büyükannemin evini ziyaret ettim.

Musisz zobaczyć jej dom.

Sen onun evini görmek zorundasın.

Mógł zbudować mały dom.

Küçük bir ev inşa edebildi.

Mój dom jest duży.

- Evim büyüktür.
- Benim evim büyük.

Pomalowaliśmy dom na zielono.

Biz evi yeşile boyadık.

Sprzedasz mu swój dom?

- Evinizi ona satar mısınız?
- Evini ona satacak mısın?

Wasz dom jest duży.

Eviniz büyük.

Mój dom jest ubezpieczony.

Benim evim sigortalıdır.

Ten dom jest piękny.

Ev güzel.

Muszę sprzedać swój dom.

Evimi satmak zorundayım.

Masz taki piękny dom.

Böylesine güzel bir evin var.

Tom wyremontował swój dom.

Tom evini yeniledi.

Twój dom jest duży.

Senin evin büyük.

Każdy dom miał ogród.

Her evin bir bahçesi vardı.

Często odwiedzałem jego dom.

Onun evini sık sık ziyaret ettim.

Planujemy wyburzyć nasz dom.

Biz evimizi yıkmayı planlıyoruz.

Właśnie kupili nowy dom.

Onlar daha yeni ev satın aldılar.

Mam dom w górach.

Dağlarda bir evim var.

Tamten dom jest nawiedzony.

O ev perili.

Miałem dom w Bostonie.

Boston'da bir evim vardı.

Tom kupił nowy dom.

Tom yeni bir ev satın aldı.

To jest nasz dom.

Bu bizim evimiz.

Ten dom jest niezamieszkany.

Bu ev içinde oturulmaz.

Tom maluje dom samemu.

Tom evi kendisi boyuyor.

Tom przeszedł przez dom.

Tom evine doğru yürüdü.

Tom podszedł pod dom.

Tom evine kadar yürüdü.

To jest jej dom.

Bu onun evidir.

Tamten dom jest sławny.

O ev ünlüdür.

Ten dom jest nawiedzony.

Ev perili.

Dom jest na wsi.

Ev köydedir.

To jest ładny dom.

O güzel bir ev.

Czy dom ma jadalnię?

Evin bir yemek odası var mı?

Czy to twój dom?

O senin evin mi?

Mam przynajmniej jeden dom.

En azından bir tane evim var.

Patrzę na ten dom.

Eve bakıyorum.

Tom zostawił synowi dom.

Tom evi oğluna bıraktı.

Tom ma duży dom.

Tom'un büyük bir evi var.

To był nasz dom.

O bizim evimizdi.

Właśnie skończyłem malować dom.

Evi boyamayı az önce bitirdim.

Mój dom wymaga remontu.

Benim evimin onarıma ihtiyacı var.

Jego dom wymaga remontu.

Onun evinin onarıma ihtiyacı var.

Ten dom wymaga naprawy.

O evin onarıma ihtiyacı var.

Czy to jest dom?

O bir ev mi?

Musimy wyburzyć ten dom.

Bu evi yıkmalıyız.

Tom sprzeda swój dom.

Tom evini satacak.

- Jej dom jest u podnóża góry.
- Jej dom stoi u stóp góry.

Onun evi dağın eteğinde.

Co noc patrolują swój dom.

Her gece, bölgelerinde devriye geziyorlar.

Możemy zobaczyć ich dom tutaj.

Evlerini burada görebiliriz.

Czy masz dom we Włoszech?

İtalya'da bir evin var mı?

Oto dom, w którym mieszka.

Bu onun yaşadığı evdir.