Examples of using "Trzymać" in a sentence and their turkish translations:
Diyetine bağlı kalmalısın.
Her zaman kurallara uymak zorundayız.
Elini tutabilir miyim?
Sanırım plana sadık kalmalıyız.
- Uzak durmalıydın.
- Uzak durmalıydınız.
- Uzakta kalmalıydın.
Onu sır olarak saklamak için ona söz verdim.
Burada tutunarak güç kaybediyorum.
Dilini tutmayı öğrenmelisin.
O artık öfkesini tutamadı.
Ondan sakınmak en iyisi.
Tom'dan uzak durmalısın.
Tom ve ben birbirimize destek oluyoruz.
O sır sonsuza dek saklanamaz.
Politikanın dışında kalacağına söz vermişti.
Yapabileceğimiz tek şey kendimizi sıcak tutup beklemek.
Yapabileceğimiz tek şey kendimizi sıcak tutup beklemek.
Her şeyin birbiriyle bağlantılı olmasının güzelliğinden zevk almak için
Evde bir koyun bakamayız. Bununla ne yapmalıyız?
Planını gerçekleştirmelisin.
Artık güvende, biraz da akıllandı. Bu yoğun, karanlık yağmur ormanlarında ayrı düşmemek zor olabiliyor.