Examples of using "Sto" in a sentence and their turkish translations:
O, yüz dolar biriktirdi.
- Mutlu yıllar Muiriel!
- İyi ki doğdun Muiriel!
- İyi ki doğdun, Muriel!
130 kiloluk kas yığını.
Bir asır yüz yıldır.
Ben sadece yüz dolar kaybettim.
O yüz yaşında.
İstasyon 100 metre uzaklıktadır.
En fazla yüz doları var.
En fazla 100 dolar ödeyebiliriz.
Yüz, benim en sevdiğim sayıdır.
Bir dolar yüz sente eşittir.
Sana onu yüz kez söyledim.
Onlara yılda yüz hrivna vermeyi vaat ettim.
Yirmi dolar yüz kırk yuan eder.
Tom yüz metreyi on iki saniyede koştu.
Tom ile yüzde yüz aynı fikirdeyim.
- 100 metreyi on iki saniyede koşabilir.
- On iki saniyede 100 metre koşabilir.
Atalarımız yüz yıl önce buraya geldi.
Koklama duyuları bizimkinden 100 kat daha iyi.
Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.
Tom kesinlikle yalan söyledi.
Ama yüzde yüz bildiğim şey, yemenin güvenli olduğu
O, bir yüz dolarlık banknottu.
On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.
30 yıl önce ise cinayet oranı yüz binde 8,5'ti,
Hâlâ yüz metrelik mesafe var. Bunu yapmamın imkânı yok.
Hâlâ yüz metrelik mesafe var. Bunu yapmamın imkânı yok.
Üniversite günlerine dönüp baktığımda,sanki bir asır önceymiş gibi görünüyorlar.