Translation of "Młodych" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Młodych" in a sentence and their turkish translations:

Nie hałaśliwych młodych.

Gürültücü yavrularla olmaz.

Ulice pełne były młodych par.

Sokaklar genç çiftlerle doluydu.

To za wiele dla tych młodych.

...pek bu gençlerin dişine göre değil.

Oczy młodych najlepiej funkcjonują pod wodą.

Yavrunun gözleri en iyi su altında görür.

Widok tak młodych pum to rzadkość.

Bu kadar küçük puma yavruları nadiren görülür.

Film jest popularny wśród młodych ludzi.

Film genç insanlar arasında popüler.

Większość młodych dorosłych lubi wychodzić wieczorami.

Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.

Każda samica może mieć ponad 100 młodych.

Her bir dişi 100'ün üzerinde yavru doğurabilir.

Mają nawet pół miliona młodych. Garstka przeżywa.

Yarım milyon kadar yavru yapıyorlar. Çok azı hayatta kalıyor.

Jego powieści są lubiane przez młodych ludzi.

- Onun romanları genç insanlar arasında popülerdir.
- Romanları gençler arasında popülerdir.

Nie zawsze starzy są mądrzejsi od młodych.

- Yaşlı insanlar her zaman gençlerden daha bilgili değildir.
- Yaşlı insanlar her zaman gençlerden daha akıllı değildir.

Ale życie młodych kotików południowych nie jest łatwe.

O hayat, kürklü fok yavrusu için hiç kolay değil.

I czuwających młodych, że ciężko zakraść się niepostrzeżenie.

...ve yavrular diken üstündeyken... ...fark edilmeden aralarına sızmak zordur.

Wyobrażaliśmy sobie, że to jedno z jej młodych.

Onun yavrularından biri olabileceğini hayal ettik.

Tom zobaczył trzech młodych chłopców przyglądających się jego samochodowi.

Tom onun arabasına bakan üç genç çocuk gördü.

Myślę, że większość młodych ludzi woli słuchać muzyki rockowej.

Sanırım birçok genç rock müzik dinlemeyi tercih ediyor.

Żeby to wyjaśnić, nawiązałem kontakt z rozwijającą się ekipą młodych badaczy,

Bunun cevabı için küçük ama büyüyen bir grup genç araştırmacıya ulaştım,

Kamera termowizyjna ujawnia niezwykłą strategię. Lwica oddala się od niezorganizowanych młodych.

Termal görüntüleme, şahane bir stratejiyi gözler önüne seriyor. Dişi aslan, intizamsız sürüden ayrılıyor.

Twój głos jest dla mnie słodszy nawet od śpiewu młodych ptaków.

Senin sesin benim için genç kuşların cıvıldamalarından bile daha tatlıdır.

Kiedy wszedłem do sklepu z kawą, dwóch młodych mężczyzn oglądało w telewizji pojedynek zapaśniczy.

Ben kafeteryaya girdiğimde, iki tane genç adam televizyonda bir güreş maçını izliyordu.