Examples of using "Film" in a sentence and their turkish translations:
Biz filmi hızlı ileri sardık.
Bir film izlemeye gidelim.
Ben filmi izledim.
Biz bir film seyrediyoruz.
Film başlıyor.
- Eski bir film izliyorum.
- Eski bir film seyrediyorum.
- Bir film izlemek ister misin?
- Film izlemek ister misin?
Bu filmi gördün mü?
- Bir sinemaya gidelim.
- Sinemaya gitsek ya.
Sinemaya gidecek misin?
Hangi filmi izledin?
Avatar filmini biliyor musun?
- Film süperdi.
- Film çok güzeldi.
Bu film ne kadar sürüyor?
Filmi görmeliydin.
Sinemaya gitmek ister misin?
- Film ne zaman başlar?
- Film ne zaman başlıyor?
Film olumlu eleştiriler aldı.
Niçin gidip bir film izlemiyoruz?
Onun yeni filmi hayal kırıklığına uğratıcıdır.
Filmi daha önce seyrettin mi?
Bir film izlemeye gitmek istiyorum.
Bu filmi zaten seyrettim.
Bu filmden etkilendim.
Film iki saat sürdü.
Berbat bir filmdi.
Filmi beş kez izledim.
Film onu ağlattı.
Film karışık eleştiriler aldı.
O sinema biletini kaybetti.
Bu film son derece tartışmalı.
Tom bu filmi severdi.
Favori filmin nedir?
O filmi cumartesi günü seyrettim.
Film ne hakkında?
Jill filmi Ken ile izledi.
Fransızca bir film görmek istiyorsun, öyle mi?
Bu şimdiye kadar seyrettiğim en kötü film.
Bu filmin çok para kazanacağı pek muhtemel değil.
Bütün deney filme kaydedildi.
Gerçeği söylemek gerekirse, ben o filmi zaten izledim.
O film televizyonda gösterildi.
O filmi çok sıkıcı buldu.
- Andrey Tarkovski'nin son filmiyle ilgili.
- Andrey Tarkovski'nin son filmi hakkında.
Film genç insanlar arasında popüler.
Bu filmi çok ilginç buldum.
Bir Fransız filmi seyretmek istiyorsun, değil mi?
Film ne zaman başlar?
Bu filmi sadece yetişkinler izleyebilir.
Tom sinemaya gitmek istemedi.
O, günde en az bir film izler.
O film TV'de gösterilmişti.
Favori Disney filmin nedir?
Gözde tarihi filmin nedir?
Roman okumayı mı yoksa film izlemeyi mi tercih edersin?
O filmi seninle izlemek istiyordum.
- Ben gerçekten filmden hoşlandım.
- Filmden gerçekten zevk aldım.
Herkesin görmesi gereken bir film bu.
Açılış töreninde kısa film gösterimi yapılacak.
Avengers: Endgame, bütün zamanların en yüksek hasılatını yapan film oldu.
Fırsatını bulduğunda bu filmi izlemelisin.
Doğruyu söylemek gerekirse, filmi zaten gördüm.
Haydi okulu asıp filmi seyretmeye gidelim.
Film en azından iki ya da üç kez izlemeye değer.
Bu film orijinali kadar ilgi çekici değil.
Tom Mary'ye bir sinemaya gitmeyi isteyip istemediğini sordu.
İngilizce çalışıyor olmam gerek ama bir film izlemeyi tercih ederim.
Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım.
Tom, Alman televizyonunun ikinci kanalında bir film izliyor.
Kardeşimle The Great Dance isminde bir film çekiyorduk.
Tom Meryem'e, uğrayıp bir film izlemek ister mi diye sordu.
O, onunla bir sinemaya gitmeye can atıyordu.
Senin o filmden hoşlandığına inanamıyorum.
- Film olmasını beklediğimden çok daha iyiydi.
- Film beklediğimden çok daha iyi ydi.
Tom onunla sinemaya gitmek isteyip istemediğimi sordu.
Merak ediyordum, bu akşam benimle bir filme gitmek ister misin?
O filmi iki kez görmek isteyen birini hayal bile edemiyorum.
Herhangi birinin o filmi bir kereden daha fazla görmek isteyeceğini sanmıyorum.
Öpüşen iki bayan şarkıcının bir videosunun neden bu kadar ilgi çektiğini anlamıyorum.
Yarın seninle maça gitmek istemiyorum, Paolo'yla sinemaya gitmek istiyorum.