Translation of "Wiele" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Wiele" in a sentence and their turkish translations:

- Popełniliśmy wiele błędów.
- Zrobiliśmy wiele błędów.

Biz birçok hatalar yaptık.

- Słyszałem to wiele razy.
- Słyszałam to wiele razy.

Bunu birçok kez duydum.

wiele się wygrywa.

çok şey kazanıyorsun.

Napotkałam wiele ograniczeń.

bir sürü kısıtlamam vardı.

Pieniądze rujnują wiele.

Para birçok şeyi mahveder.

Mam wiele zdjęć.

Bir sürü fotoğrafım var.

Wiele ryb zdechło.

- Birçok balık öldü.
- Bir sürü balık öldü.

Mają wiele wspólnego.

- Onların pek çok ortak yanı var.
- Birçok ortak noktaları var.

Było wiele szkód?

Çok hasar var mıydı?

Wiele mnie nauczyłaś.

Sen bana çok şey öğrettin.

Mam wiele zdolności.

Pek çok yeteneklerim var.

Przeczytałem wiele powieści.

Birçok roman okudum.

Mam wiele książek.

Benim birsürü kitabım var.

Mam wiele aparatów.

Çok fazla kameram var.

Napotkaliśmy wiele trudności.

Biz birçok zorluklarla karşılaştık.

Używamy wiele wody.

Biz çok su kullanırız.

Jest tak wiele.

Çok fazla şey var.

Nie pamiętam wiele.

Çok hatırlamıyorum.

Miałem wiele zainteresowań,

Birçok şeye ilgim vardı

Robisz wiele dobrego,

böylelikle daha iyi şeyler yapacaksınız.

Wygrała wiele konkursów.

O birçok yarışma kazandı.

Wygrali wiele konkursów.

Onlar birçok yarışma kazandı.

Otrzymał wiele braw.

Çok alkış aldı.

- Wiele się nauczyłem od Toma.
- Wiele się nauczyłam od Toma.

Tom'dan çok şey öğrendim.

Widocznych na wiele kilometrów.

Bu kilometrelerce öteden görülür.

Uświadomił mi wiele rzeczy.

Bu tamamen başka bir farkındalık düzeyindeydi.

Poeta napisał wiele wierszy.

Şair birçok şiir yazdı.

Byłem tam wiele razy.

Oraya defalarca gittim.

Ona napisała wiele wierszy.

O, birçok şiir yazdı.

Czy robię wiele błędów?

Ben çok hata yapıyor muyum?

Tom wie za wiele.

Tom çok şey biliyor.

Popełniam zbyt wiele błędów.

Çok fazla hata yapıyorum.

Zwiedziłem wiele regionów Anglii.

İngiltere'nin birçok kısmını ziyaret ettim.

Czytałem wiele rodzajów książek.

Birçok tür kitap okudum.

Wiele drzew zostało ścięte.

Birçok ağaç kesildi.

Nie oczekuję zbyt wiele.

Çok fazla beklemiyorum.

Wiele hałasu o nic.

Bir kaşık suda fırtına!

Mam wiele do powiedzenia.

Söyleyecek çok şeyim var.

Yumi ma wiele książek.

- Yumi birçok kitabı vardır.
- Yumi'nin birçok kitabı var.

Masz chyba wiele pytań.

Sanırım birçok sorunuz var.

Tom popełnił wiele przestępstw.

Tom çok suç işledi.

Tom miał wiele dziewczyn.

Tom'un birçok kız arkadaşı oldu.

Jest wiele do omówienia.

Hakkında konuşacak çok şey var.

Ostatnio wiele się buduje.

Bu günlerde bir sürü inşaat devam ediyor.

Wiele drzew się przewróciło.

Birçok ağaç yıkıldı.

Tom popełnił wiele błędów.

Tom çok hata yaptı.

Nauka ma wiele gałęzi.

Bilimin birçok dalları var.

Nie powiem zbyt wiele.

Çok şey söylemeyeceğim.

Oczekiwałam o wiele więcej.

Çok daha fazla bekliyordum.

Dzieci robią wiele głupot.

Çocuklar bir sürü aptalca şeyler yaparlar.

Dzisiaj napotkano wiele problemów.

Bugün birçok sorunla karşılaşıldı.

Ma wiele książek historycznych.

Onun çok tarih kitabı var.

Ostrożności nigdy za wiele.

Karşıya geçerken çok dikkâtli olamıyorsun.

Robiłam to wiele razy.

Onu birçok kez yaptım.

- On wygrał wiele turniejów.
- Zwyciężył w licznych konkursach.
- Wygrał wiele zawodów.

Çok müsabaka kazandı.

- Wiele osób lubi jeździć na camping.
- Wiele osób lubi jeździć pod namiot.

Birçok insan kampla ilgileniyor.

Wiele kultur nie uznaje genitaliów

Birçok kültür cinsiyet farkını oluşturmak için

Przed ludzkością stoi wiele zadań.

Tüm insanlığın faydasına olacak binlerce şey var.

Jest tu wiele innych ścieżek.

Tercih etmediğimiz birçok yol vardı.

Sam wiele razy się bałem.

Ben mi? Birçok kez.

Spala się tu wiele kalorii.

Burada çok fazla kalori yakılıyor.

Wciąż trzeba się wiele nauczyć.

görmek ile ilgili öğrenmeniz gereken hâlâ çok şey var.

Wiele najważniejszych składników narodowych tożsamości

Kendi ulusal kimliğimizin parçası olarak gördüğümüz pek çok şey

Jest jeszcze wiele innych przykładów.

Bunun gibi çok fazla örnek var.

Wiele osób słucha porannych wiadomości,

İnsanların pek çoğu sabah haberlerini

Były zagadką przez wiele wieków.

Yüzyıllar boyu çözülemeyen bir bulmaca.

Nie jest ich za wiele.

Yani, pek bir şey yok.

Ale wtedy popełniałem wiele błędów.

Ama o noktada bir sürü hata yapıyordum.

Miałem wiele energii, by dawać.

Geri verecek çok enerjim vardı.

Zbyt wiele oczekujesz od niej.

Ondan çok şey bekliyorsun.

Ta rewolucja przyniosła wiele zmian.

Devrim birçok değişiklikler getirdi.

Jest wiele galaktyk we wszechświecie.

- Evrende bir sürü galaksi vardır.
- Evrende birçok gökada var.

Oblodzona droga spowodowała wiele wypadków.

Birçok kaza, yolun buzlu koşullarından kaynaklanıyordu.

Wiele chorób jest wynikiem nędzy.

Birçok hastalık yoksulluktan kaynaklanır.

Na drzewie było wiele ptaków.

Ağaçta bir sürü kuş vardı.

Mieszkał na Ukrainie wiele lat.

O uzun yıllar Ukrayna'da yaşadı.

Z niewiedzy wynika wiele przesądów.

Cehalet önyargının birçok formlarının kaynağıdır.

Wiele się od Ciebie nauczyłem.

Senden çok şey öğrendim.

Edison wynalazł wiele użytecznych rzeczy.

Edison birçok yararlı şeyler icat etti.

Mam z nim wiele wspólnego.

Onunla çok ortak yönüm var.

Tom zadał Marii wiele pytań.

Tom, Mary'ye çok soru sordu.

Tom zadawał zbyt wiele pytań.

Tom çok fazla soru sordu.

Na ulicy było wiele samochodów.

Caddede çok araba vardı.

Byłem w Bostonie wiele razy.

Birçok kez Boston'a gittim.

Nie zostało mi wiele czasu.

Fazla zamanım kalmadı.

Wiele osób sprawiło mi przykrość.

Ben birçok kişi tarafından incitildim.

Żyjemy wiele mil od siebie.

Biz birbirimizden kilometrelerce uzakta yaşıyoruz.

Jest wiele starych indyjskich legend.

Bir sürü eski Kızılderili efsaneleri vardır.

W Londynie jest wiele parków.

Londra'da çok sayıda park var.

Tom kupił Mary wiele prezentów.

Tom Mary'ye birçok hediye aldı.