Examples of using "Granicę" in a sentence and their turkish translations:
O, yabancı ülkelerde dolaştı.
İspanya sınırını geçtiler.
- Yurt dışına çıkmak istiyorum.
- Yurt dışına gitmek istiyorum.
Dan sınırı yasadışı olarak geçti.
Tom sınırı yasa dışı yollardan geçti.
- Yurtdışına ne kadar sıklıkla gidersiniz?
- Ne sıklıkta yurt dışına gidersin?
O yurt dışında seyahat etmeyi sever.
- O, yurt dışına gitmeye karar verdi.
- O, yurtdışına gitmeye karar verdi.
Bir gün yurt dışına çıkmak isterim.
O yurtdışına çıkmaktan korkuyor.
Japonya yabancı ülkelere çokça araba ihraç ediyor.
Babam bazen yurtdışına gider.
Hayvanların hayatına karışınca çizgiyi aşmış oluyorsun.
O yurt dışına gitmeyi umuyor.
Tom Fransızca öğrenmek için yurt dışına gitti.
O hasta oldu. Bu nedenle yurt dışına gitmekten vazgeçti.
O, gelecek yıl yurtdışına seyahat edecek.
Eğer yurt dışına gidiyorsanız, bir pasaporta sahip olmak gereklidir.
Tom Mary'ye yurt dışına gitmeyi isteyip istemediğini sordu.
Ona onun tarafından hâlâ gençken yurt dışına gitmesi tavsiye edildi.
Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır.
Mary'nin yurt dışına gitme hayali sonunda gerçek oldu.
Bir pasaport, yabancı bir ülkeye giderken, onsuz gidemeyeceğin bir şeydir.