Examples of using "Brakuje" in a sentence and their turkish translations:
Ne eksik?
Ne eksik?
Eksik bir peçete var.
Bir şey eksik.
- Birisi kayıp.
- Birisi eksik.
Bolca yemek var.
Bizim paramız yok.
Bagajım kayıp.
Neyin eksik olduğunu biliyorum.
Bir şey eksik değil.
Bir şey eksik mi?
Bir çatal kayıp.
Tom motivasyondan yoksun.
Tom'un kedisi kayıp.
Üç kişi hâlâ kayıp.
O sağduyudan yoksundur.
Mary sağ duyudan yoksundur.
Seni çok özlüyorum.
Onu çok özlüyorum.
Tom hiçbir şey özlemiyor.
Artık yemek üretmek için güneşten faydalanamıyorlar.
Dinlenmek için vaktim yok.
Bu kitap iki sayfa eksiktir.
Şimdi yemek yemek için yeterli zaman yok.
Küçülen Ay, çok az ışık anlamına gelir.
- Onun deneyimi yok.
- O deneyimsiz.
Hiç kimse kayıp değil.
Ancak, saldırılara çözüm bulmak için vakit daralıyor,
...polenlerini saçacak kuş veya arı yoktur geceleri.
Ama bu tepede onu koruyacak pek yetişkin yok.
Sporlarını yaymak için ne vakit ne de en ufak esinti vardır.
Canım, süpermarkete gitmemiz lazım. Sütümüz bitmiş.
Onların bir ideali sabahları kalkmak için bir sebepleri yok.
- Seni özledim.
- Seni özlüyorum.
anneleri olmadan hayatta kalacak yetenek veya güce henüz sahip değiller.