Examples of using "Całkowicie" in a sentence and their turkish translations:
Baksanıza, resmen paramparça olmuş.
Baksanıza, resmen paramparça olmuş.
Ona tamamen güveniyorum.
Oldukça emin misin?
Rapor tamamen yanlış.
Bu bütünüyle mantıklı.
Yaklaşımımızı tamamen değiştirdik.
ama o çok rahattı.
O bana tamamen inanmaz.
Sizinle tamamen aynı fikirdeyim.
Ben sizinle tamamen aynı fikirdeyim, bayım.
O tamamen benim hatamdı.
Onun arzuları tamamen gerçekleştirildi.
Tarantula, gördünüz mü? Bakın, üzeri kumla kaplı.
Tamamen ailesine bağımlıdır.
Birlikte kulanım, sizi tamamen korumaz,
Komşum evini tamamen yeniledi.
Komşum evini tamamen yeniledi.
Maalesef bu cümle tamamen anlaşılmaz.
Siyasi meseleler tamamen bağımsız olmalı.
Dişlerim tamamen sağlıklı ve sorunsuzdur.
Tom bütünüyle ailesine muhtaç.
- Hepimiz onun masum olduğuna ikna olduk.
- Hepimiz onun suçsuzluğuna inanıyoruz.
hayatımın diğer alanlarını kontrolüm dışında görüyordum.
Okyanuslarımız oldukça keşfedilmemiş ve az örneklem alınmış durumda,
Oldukça makul görünüyor.
Ciddi bir eğitim etkisi nedeniyle çocuk tamamen farklı bir kişi haline geldi.
Tamamen ve tam anlamıyla sana âşığım.
Utangaç erkek çocuğu onun varlığında tamamen sıkıldı.
Onun, oğluyla gurur duyması tamamen doğal.
Onun onu yapıp yapmayacağı tamamen ona kalmış.
Tom'un yaptığını neden yaptığından tamamen emin değiliz.
Ama gece kuvvetli bir rüzgâr çıkarsa üzeri tamamen örtülebilir.
Ama gece kuvvetli bir rüzgâr çıkarsa üzeri tamamen örtülebilir.
O tamamen güvenilmez olduğu için yardım isteyeceğim son kişi odur.
Tom, Mary'nin söylediğinin gerçek olduğu ihtimalini tamamen görmezden gelemedi.