Examples of using "Podoba" in a sentence and their turkish translations:
Tom şunu seviyor.
- Tom'un davranışını beğenirim.
- Tom'un tavrını seviyorum.
Bakma şeklini seviyorum.
Bunu seviyor musun?
Tom onu seviyor.
- Müziği sever misin?
- Müzik sever misin?
Tom burayı seviyor.
Ben Tom'dan etkilendim.
Hoşlandığın herhangi birini seçebilirsin.
Bu kızı beğeniyor musunuz?
Aynanı seviyorum.
Tatoeba'nın logosu hoşuma gitti.
- Bundan her geçen gün daha çok hoşlanıyorum.
- Bunu gün geçtikçe daha çok seviyorum.
- Bunu gitgide daha çok seviyorum.
- Gömleğini beğeniyorum.
- Gömleğinizi beğeniyorum.
Japonyayı nasıl buluyorsun?
O eteği seviyorum.
Ben de onu seviyorum.
Brezilya iklimini severim.
- Boston'u ne kadar seviyorsun?
- Boston'u nasıl buluyorsun?
Ben bir şey beğenmiyorum.
- Bu bahçeyi sever misin?
- Bu bahçeyi sevdiniz mi?
- Web siteni seviyorum.
- Senin web siteni beğeniyorum.
Kim onu sevmiyor?
Senin bahçeni beğeniyorum.
Tom o fikri seviyor.
Tom en çok onu seviyor.
Bu rengi seviyorum.
Onun resmini seviyorum.
Onun resmini seviyorum.
- Senin arabanı beğeniyorum.
- Arabanı severim.
Sarı rengi severim.
Bazı insanlar onun fikrinden hoşlanıyor.
Bu çizimi beğeniyor musun?
Bu kitabı sevmiyorum.
Bu saati sevmiyorum.
Bakma tarzımı sevmiyorum.
Davranış biçimin hoşuma gitmiyor.
Yeni şapkamı beğeniyor musun?
O düşünceden hoşlanmıyorum.
Tom bunu hiç sevmiyor.
Bu kazağı sevmiyorum.
Ben bu kamerayı sevmiyorum.
Ben onun yüzünü sevmiyorum.
Onu beğendiğine memnun oldum.
Öğretmeni seviyorum.
Yani hoşuma gitsin ya da gitmesin
Tom'un iş yapma tarzını sevmiyorum.
Tom'un davranma tarzını sevmiyorum.
İşi yapma tarzını sevmiyorum.
Senin mizah anlayışını sevmiyorum.
Tom neden Boston'u sevmiyor?
Sarı eşarbımı beğenmiyor musunuz?
Onun yaptığı şeyi sevmiyorum.
- Bazı insanlar onu seviyor.
- Bazı insanlar bundan hoşlanır.
"Benim hakkımda neyden hoşlanıyorsun?" "Her şeyden."
Yeni işin hakkında ne düşünüyorsun?
O renkli elbiseyi daha çok seviyorum.
Beyaz kemerli olanı seviyorum.
Onu sevmiyorum.
Açıkçası, ben fikri beğenmiyorum.
Onu hâlâ sevmiyorum.
Tom'a yaptığından hoşlanmıyorum.
Bu şarkıyı seviyorum.
Fransızca öğrenme hakkında en çok neyden hoşlanıyorsun?
Yeni evi eskisinden daha çok seviyorum.
Bu kitabı ondan daha çok seviyorum.
Tom ondan çok hoşlandığını söyledi.
Hediyemi beğendiğin için memnun oldum.
Şarkı söyleme şeklini seviyorum.
Tom Mary'nin burayı seveceğini umut ediyor.
Tom'un planını Mary'nin planından daha çok seviyorum.
- Gemiyle yolculuk yapmayı seviyorum.
- Gemiyle seyahat etmeyi seviyorum.
- Gemiyle yolculuk yapmayı severim.
- Gemiyle seyahat etmeyi severim.
- Onun hakkında hoşlanmadığım bir şey var.
- Onda hoşlanmadığım bir şey var.
Biz istediğimiz her şeyi yaparız.
Ne zaman hoşuma giden bir şey bulsam, hep pahalı olur.
Senin hakkında sevdiğim budur.
Bu onun hakkında hoşlandığım şey.
Tom'un ona verdiğim hediyeyi sevdiğini gerçekten düşünüyor musun?
Tom hakkında söylediğin şeyden hoşlanmıyorum.
Sevdiğin birini seç.
- Ania da Magdalena da Justin Bieber'ı sevmiyor.
- Ne Ania ne de Magdalena, Justin Bieber'ı seviyor.
Ben konuşma şeklini seviyorum.
Tom, Mary'den hoşlanıyor mu?
Tom, John'un Mary'ye bakış tarzını sevmiyor.
Taktığın kravatı beğenmiyorum.
“Seyahat etmeyi sever misin?” “Evet.”
Hoşlansan da hoşlanmasan da oraya gitmek zorundasın.
Bu konuşmanın gittiği yeri sevmiyorum.
Beğen ya da beğenme, bu ilacı almak zorundasın.
Ben bu oyunu beğenmiyorum.
Tom Mary'nin planı sevip sevmediğini sordu.
Sevsen de sevmesen de İngilizceyi öğrenmelisin.
Tom Mary'ye onun mizah duygusunu sevmediğini söyledi.
Ondan hoşlandığına memnun oldum.
Onu beğenip beğenmediğin önemli değil.
Senin öğle yemeğini yiyen o şişman çocuğu sevmiyorum.