Translation of "Wielu" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Wielu" in a sentence and their turkish translations:

- Masz wielu wrogów.
- Macie wielu wrogów.

Senin çok düşmanın var.

Mają wielu przyjaciół.

Onların pek çok arkadaşı var.

Mamy wielu przyjaciół.

Bir sürü arkadaşımız var.

Mam wielu przyjaciół.

- Bir sürü arkadaşım var.
- Birçok arkadaşım var.
- Çok arkadaşım var.

Mam wielu wrogów.

Birçok düşmanım var.

- Wielu ludzi jest na wakacjach.
- Wielu ludzi ma urlop.

Birçok kişi tatilde.

- Wielu esperantystów żyje na Węgrzech.
- Wielu esperantystów mieszka na Węgrzech.

Macaristan'da birçok esperantist yaşıyor.

U wielu gatunków ptaków

Ayrıca çoğu kuş türünde

Pomoże to wielu ludziom.

Bu birçok kişiye yardımcı olacak.

Próbowano już wielu rozwiązań:

Elbette pek çok çözüm denendi --

Wielu pokonało długie kilometry.

Çoğu kilometrelerce yol tepmiştir.

Rozmawialiśmy o wielu rzeczach.

Birçok şeyden bahsettik.

Wielu chłopców goniło królika.

Bir sürü çocuk tavşanı kovaladı.

Ma pan wielu przyjaciół?

Çok arkadaşın var mı?

Wymiata w wielu sportach.

O birçok sporda çok iyidir.

Oni mają wielu uczniów.

Onların bir sürü öğrencisi var.

Jest ich zbyt wielu.

Onlardan çok var.

Tom miał wielu wrogów.

Tom'un bir sürü düşmanı vardı.

Tom miał wielu przyjaciół.

Tom'un birçok arkadaşı vardı.

Kolokwium oblało wielu studentów.

- Birçok öğrenci testte başarısız oldu.
- Birçok öğrenci testi geçemedi.

Ann ma wielu przyjaciół.

Ann'in birçok arkadaşı var.

Poległo tu wielu żołnierzy.

Bir sürü asker burada öldü.

Anne ma wielu admiratorów.

Anne'in birçok hayranları var.

Nie znam wielu kanadyjczyków.

Pek çok Kanadalıyı tanımıyorum.

Mam tu wielu przyjaciół.

Burada bir sürü arkadaşım var.

Wiem, że złamało wielu ludzi.

Birçok kişiyi yendiğini bilirim.

Wielu ludzi przestaje wierzyć komukolwiek,

Birçok insan artık kimseye inanmıyor.

Umieszczanie wielu dzieci w placówkach,

Yani, çok sayıda çocuğu kuruma gönderirseniz

W bibliotece jest wielu studentów.

Kütüphanede çok öğrenci var.

Znamy się od wielu lat.

Biz yıllardır birbirimizi tanıyoruz.

W Azji jest wielu ludzi.

- Asya'da bir sürü insan vardır.
- Asya'da çok sayıda insan var.
- Asya'da birçok insan vardır.

On zna bardzo wielu ludzi.

O, birçok insan tanıyor.

Wielu studentów szuka tymczasowej pracy.

Çok sayıda öğrenci yarı zamanlı işler arıyor.

Wielu turystów odwiedza Kioto wiosną.

Birçok turist İlkbaharda Kyoto'yu ziyaret eder.

Mam wielu przyjaciół w Bostonie.

Boston'da bir sürü arkadaşım var.

W mieście jest wielu turystów.

- Çok turist var kasabada.
- Şehirde birçok turist var.
- Kentte çok sayıda turist var.

Na świecie jest wielu idiotów.

Dünyada bir sürü aptal var.

Nie palę od wielu lat.

Ben yıllardır sigara içmedim.

Wielu turystów przychodzi obejrzeć wodospad.

Birçok turist şelaleyi görmek için geliyor.

Wielu ludzi już Cię nienawidzi.

Zaten bir sürü insan senden nefret ediyor.

Mamy wielu klientów w Australii.

Müşterilerimizin çoğu Avustralya'da.

Ten problem dyskutowało wielu ekonomistów.

Bu sorun birçok ekonomist tarafından tartışılmıştır.

Opisuje badania z wielu dekad

insanları hayatlarında gerçekten mutlu ve memnun eden şeyle ilgili,

Wielu Japończyków bierze ślub kościelny.

Birçok Japon kilisede evlendi.

Wielu Rosjan zażądało zakończenia wojny.

Birçok Rus savaşın sona ermesini talep etti.

Wielu ludzi na świecie głoduje.

Dünyada birçok insan açtır.

Na ulicy było wielu ludzi.

Sokakta çok insan vardı.

- Wielu uchodźców stara się dotrzeć do Europy.
- Wielu uchodźców próbuje dotrzeć do Europy.

Birçok mülteci Avrupa'ya ulaşmaya çalışıyor.

Pomoże to wielu ludziom. Dobra robota!

Bu birçok kişiye yardımcı olacak. İyi işti.

To tylko jeden z wielu przykładów.

Bu birçok örnekten sadece biri.

Wielu ludzi żyje w kraju nielegalnie.

Birçok insan, ülkede yasadışı olarak yaşıyor.

Wielu ludzi ginie w wypadkach drogowych.

Trafik kazalarında birçok insan ölür.

Czekolada jest toksyczna dla wielu zwierząt.

Çikolata bazı hayvanlar için zehirlidir.

Oni wygrali bitwę kosztem wielu zabitych.

Birçok hayat pahasına savaşı kazandılar.

Nie ma wielu malarzy jak Picasso.

- Picasso gibi ressamlar azdır.
- Picasso gibi çok az sayıda ressam vardır.

Wielu ludzi żyje przyszłością, nie teraźniejszością.

Birçok insan günümüz için değil gelecek için yaşıyor.

Wielu bezdomnych ludzi żyje w parkach.

Birçok evsiz insan parklarda yaşıyor.

Łańcuch jest zrobiony z wielu linek.

Bir zincir birçok bağlantıdan oluşur.

Pracuję tu już od wielu dni.

- Ben birçok gündür burada çalışıyorum.
- Ben günlerdir burada çalışıyorum.

Wielu naszych klientów jest z Australii.

Müşterilerimizin çoğu Avustralyalı.

Nie przeczytałem wielu książek po francusku.

Ben Fransızca pek çok kitabı okumadım.

Ona nie ma zbyt wielu książek.

- Onun çok kitabı yok.
- O çok kitap sahibi değil.

Wielu Amerykanów protestowało przeciw zakupowi Alaski.

Birçok Amerikalı Alaska'nın satın alınmasını protesto ettiler.

Ona wycisnęła sok z wielu pomarańczy.

Birçok portakalın suyunu sıktı.

Wielu studentów popełniło ten sam błąd.

Birçok öğrenci aynı hatayı yaptı.

On nie mówi w wielu językach.

O bir sürü dil konuşmaz.

- Mam wielu przyjaciół, którzy są rodzimymi użytkownikami tego języka.
- Wielu moich znajomych mówi tym językiem natywnie.

Ana dilini konuşan bir sürü arkadaşım var.

Wielu ekologów uważa, że przypadki agresji orangutanów

Birçok çevreci, ender orangutan saldırılarını

A może formy życia na wielu planetach

Belki de pek çok gezegenin kaderinde

I dopiero pierwszy z wielu przed świtem.

Şafak sökmeden daha çok avlayacak.

Planuję zaprosić wielu gości na ceremonię otwarcia.

Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.

Język angielski jest używany przez wielu ludzi.

İngilizce birçok kişi tarafından kullanılmaktadır.

Czy muzeum jest odwiedzane przez wielu ludzi?

Müze çok sayıda kişi tarafından ziyaret edilir mi?

Wielu ludzi najbardziej w życiu ceni pieniądze.

O, çoğu insanın en fazla tapındığı paradır.

Wielu straciło swoje domy podczas trzęsienia ziemi.

- Deprem sırasında birçok insan evini kaybetti.
- Deprem sırasında birçok kişi evini kaybetti.

Wielu bogatych ludzi mieszka w tej okolicy.

Bu semtte pek çok zengin kişi yaşar.

Po wielu negocjacjach, strony sporu osiągnęły kompromis.

Görüşmelerden sonra iki taraf, anlaşmazlık konusunda bir uzlaşmaya vardılar.

Ona ma wielu wrogów w świecie politycznym.

Onun politik dünyada bir sürü düşmanı var.

Wydajesz się być osobą o wielu tajemnicach.

Bir sürü sırrı olan biri kişi gibi görünüyorsun.

Telefon to jeden z wielu wynalazków Bella.

Telefon, Bell'in birçok icatlarından biridir.

Mimo, że ma wielu przyjaciół, jest samotny.

Pek çok arkadaşı olmasına rağmen, o yalnız.

Dlaczego na Tatoebie jest tak wielu esperantystów?

Tatoeba'da neden bu kadar çok Esperantist vardır?

Wielu z was mówi po francusku, prawda?

Çoğunuz Fransızca konuşuyor değil mi?

W okolicy nie ma zbyt wielu sklepów.

Buralarda çok sayıda dükkan yok.

Religia to kontrowersyjny temat dla wielu ludzi.

Din pek çok insan için tartışmalı bir konudur.

Ryż uprawiany jest w wielu częściach światach.

Pirinç dünyanın çeşitli yerlerinde yetiştirilir.

Wielu ludzi w ogóle nie ma domu.

Birçok insanın hiç evleri yoktu.

Jego zachowanie rozczarowało wielu z jego przyjaciół.

Onun davranışı arkadaşlarının çoğunu hayal kırıklığına uğrattı.

Dlaczego wielu Katolików je ryby w piątki?

Birçok katolik Cuma günleri niçin balık yer?

Po angielsku mówi się w wielu krajach.

İngilizce birçok ülkede konuşulur.

Tom ma wielu znajomych mieszkających w Bostonie.

Tom'un Boston'da yaşayan bir sürü arkadaşları var.

Tom wrócił do domu po wielu latach.

Tom, yıllarca gittikten sonra eve geri geldi.

Można tam znaleźć informacje o wielu czasopismach.

Orada çok sayıda dergi hakkında bilgi bulabilirsiniz.

- Spotkałem go przez przypadek na ulicy, po wielu latach.
- Spotkałam go przez przypadek na ulicy, po wielu latach.

Yıllar sonra şans eseri ona caddede rastladım.

Wielu ludzi tonie, bo mają odruch nabierania powietrza.

Çoğu insanın boğulmasının sebebi nefes refleksine karşı koyamamaktır.