Examples of using "영향을" in a sentence and their turkish translations:
iç ve dış politikamız.
Bu durumun ciddi bir etkisi var,
Irksal kalıpların negatif etkilerini
ve yaşam sistemine etki ediyor.
bazen çok yoğun bir şekilde.
kendi büyük sosyal etkilerini yaratmalarına yardım ediyor.
baştan ayağa tüm kasları etkiliyor.
gerçek değişim ve etki kaynaklara gereksinim duymuştur.
Çok küçük faktörlerin seçimlerimizi bu kadar etkileyebilmesi
Diğer her şeyi etkiliyorlar.
Yalnızlık ve tecritin içe işleyen sağlık etkileri var.
Öfke bağışıklık sistemimizi, kalp ve dolaşım sistemimizi etkiliyor.
Yayında olup bitenleri etkileyebiliyorduk,
Bu ikisi de iklimi etkiliyor
Ay'dan etkilenen tek şey hayvanlar değil.
Oğullarım bu seçimin içine gömülmüştü.
Anksiyetenin birinin hayatı üzerindeki etkisini göstermek için
domino etkisi yaratan hareketi başlattık.
ve etkileyen fiziksel, tespit edilebilir ve duygusal işlevsel değişimler.
Ancak bunların çoğu bizlerin görebildiği olaylar değil.
gıda teminimizde çok büyük etkiye sahip olabilir.
Kabalığın insanlar üzerindeki etkilerini araştırıyorum.
Irksal kalıpların negatif etkilerini
seçim sonuçlarını etkileyebildiği bu dijital çağda,
Kas eksiklikleri güçlerini veya çevikliklerini kötü etkilemedi.
Bunun ameliyatlar için ciddi sonuçları olabilirdi.
politik spektrum boyunca insanların aklına yer edecek.
Dünyanın geri kalanını nasıl etkileyecek?
O ince tersine dönüşün büyük sonuçları olabilir.
insanları parçası olmaktan gururlandırmada çok önemlidir.
Bu yüzden nasıl hissettiğiniz nasıl davranacağınızı direkt etkiliyor.
bu gibi sahneler insanlara hatırlatılabilir.
Bunun anlamı, şu anda yaptığımız şey gelecekte olacak
Adaletsizlik toplumumuzu tanımlayan sorunlardan biri,
çevresel faktörlerden de kaynaklanır.
Görünüşe göre dev midyelerin mercan resifleri üstünde büyük etkisi var.
Dünya genelinde ve zaman içerisinde bireysel seviyede neler oluyor?
sermaye ve gayretle takip etmek için çaba göstermeliyiz.
Çünkü tüm gezegeni etkiliyorlar.