Examples of using "세속적인" in a sentence and their turkish translations:
ve onun bir tehlike yarattığını düşünüyorlardı.
Ve bunları Türkiye'yi modern ve laik bir devlete dönüştürmek için kullandı.
Yıllardır ilk kez laik kesim Erdoğan'ı savunmuştu.
Erdoğan, Atatürk’ün laik yasalarını daha agresif bir şekilde ortadan kaldırmaya başladı.
Fakat muhafazakâr bir lider, laik bir ülkede nasıl bu kadar çok güç kazanır?
Atatürk'ün başarılı olduğunu biliyoruz çünkü Türkiye on yıllar boyunca modern laik bir batı ülkesiydi.