Examples of using "자기" in a sentence and their turkish translations:
Kendilerini süslemeye başladılar.
illüzyonlara, bencilliğe savunmasız
Kendi aklımızda sıkışıp kalırız.
evet, özbildirim davranışsal bir üründür.
Kendimle gizli ve sessiz bir yazışma.
programın yönlendirmesi sonrasında sahip olduğu,
Kuvvetli bir kişilik anlayışı,
Burası onun bölgesi ve hırlaması, "Uzak dur" anlamına geliyor.
Özgür olmayı çok ister, her şeyi kişiselleştirmeyi severler.
İnsanlar tepki gösterecekler ve istediklerini yapacaklar.
adınızı vurgular hâle getirdik ki görmek daha kolay olsun.
Tenzing, bana evinde kalmayı ve iş vermeyi teklif etmişti.
Sadece üç ay içerisinde... ...kendileri de çocuk yapacak hâle gelecek.
kim olduğunu veya niçin güreştiğini
Bu kişiler kendi sağ kanatları içinde birer kanaat önderiydiler,
Anksiyetesi olan kişiler bunu kendilerine gün boyu yaparlar.
Eğer büyük resmi görmek istiyorsanız
Kendinden on kat büyük avları indirebilir.