Examples of using "온통" in a sentence and their turkish translations:
Bütün gökyüzünü ışık kapladı.
O zamanlar tek yaptığım şey onu düşünmekti.
boyalar soyulmuştu, her yerde çatlaklar vardı.
Kutuplarda gece zifiri karanlığa boğulmaz.
Bakın, oradaki hayvan izlerini görebilirsiniz.
Eğer tüm büyüme bu yöndeyse güney bu tarafta demektir.
ve Mark'ın çıplak, sadece bir çarşaf altında yattığı,
Onun aklında bunlar var olan tek kategoriler.
Burada bir yılan var ve tüm ilaçlar... Mahvolmuş.