Examples of using "Territorio" in a sentence and their turkish translations:
bilinmeyen bir bölgeye götürdü.
Burası benim, diye bağırıyor.
O ada Amerikan bölgesidir.
Çok kafa karıştırıcı bir arazi.
Silâhlı kuvvetler tüm bölgeyi işgâl etti.
Pekâlâ, şimdi buradan ilerideki yola bir bakalım.
Tehlikeli alana adım atıyorsun.
Ağır kokularını etrafa sürerek sınır belirliyorlar.
- Missouri Louisiana bölgesinin bir parçasıydı.
- Missouri,Louisiana bölgesinin parçasıydı.
Burası onun bölgesi ve hırlaması, "Uzak dur" anlamına geliyor.
Burası gibi zorlu ortamlarda arazi çok zalim olabilir.
Avlanma sahalarını büyük kedilerle paylaşıyorlar.
Şehrin en iyi bölgesi elindeyken niye gidesin ki?
Sadece çölün sıcaklığıyla ya da arazinin tehlikeleriyle de değil,
ve o zamana kadar bu acımasız ortama ve soğuğa dayanabilmek.
Arazinin geri kalanı bana isteyerek teslim oldu
Şimdi soğuk, ıslak ve tehlikeli araziye geri dönme zamanım geldi.
Tamam, şuradan yolumuza bir bakalım. Enkaz şurada olmalı.
Ama devasa çöl arazisinde bir akrep aramak çok uzun sürebilir.
Kendi ortamında avlanmayı ve üstün olmayı çok iyi biliyor. Ne isterse yapar kısacası.
ve adamlarını , gece donmuş Dinyeper Nehri'ni geçerek, şahsen askerleri geri çekerek