Examples of using "Sconosciuto" in a sentence and their turkish translations:
bilinmeyen bir bölgeye götürdü.
Dedim ki "Dinle yabancı"
Sebep bilinmiyor.
Gerçek öğrenilmek için hâlâ duruyor.
Ne anlama geldiğini bilmiyorum.
Onun adı bilinmiyordu.
"Bilinen" "bilinmeyen"in karşıtıdır.
Tom'un kaderi bilinmiyor.
Bu virüsün genomu bilinmiyor.
- Yaralıların sayısı hâlâ bilinmemektedir.
- Yaralıların sayısı hala bilinmiyor.
Tom'un gerçek adı bilinmiyor.
Kedi tanımadığı bir gürültüden korktu.
Tom yabancıya adını söylemedi.
Evin önünde bir yabancı var.
Tom bu kasabada bir yabancıdır.
Bir yabancı kıza babasının evde mi ya da ofisinde mi olup olmadığını sordu.