Examples of using "Preoccupi" in a sentence and their turkish translations:
Sen çok endişe ediyorsun.
Sanırım çok fazla endişeleniyorsun.
Seni endişelendirmek istemiyorum.
Tom hakkında endişelendiğini biliyorum.
- O konuda endişelenme.
- Onu dert etmeyin.
Merak etmeyin!
Benim hakkımda endişelenmeni istemem.
Belki de Tom endişelenmeni istemiyor.
- Çok fazla endişeleniyorsun.
- Çok fazla endişeleniyorsunuz.
- Pireyi deve yapma.
- Önemsiz şeyleri dert etme.
Merak etmeyin, tamam mı?
Merak etme. Sağduyulu olacağım.
Endişelenme. Bunu ben yapacağım.
Sen her şey hakkında endişeleniyorsun.
Bu konuda endişelenmiyor musun?
Bizim hakkımızda endişe ediyor musun?
- Endişelenme, yanında ben varım.
- Endişelenmeyin, yanınızda ben varım.
Endişelenme. Bu kolay.
Endişelenme. Bu yakında bitecek.
Endişelenme. Seni koruyacağım.
Endişelenme, mutlu ol!
Endişelenmeyin. Onu koruyacağım.
Endişelenme. İyi olacak.
Endişelenme. Sana yardım edeceğim.
Ben onu gizli tutacağım. Merak etme.
Onlar için endişelenmiyor musun?
Tom hakkında üzülmüyor musun?
Neden bu kadar çok endişe ediyorsun?
Onlar hakkında çok fazla endişeleniyorsun.
Onun hakkında çok fazla endişe ediyorsun.
Onun hakkında çok fazla endişe ediyorsun.
Hata yapma konusunda endişelenmeyin.
Sınav sonuçları hakkında endişelenmeyin.
Merak etme, sen kusursuz bir biçimde normalsin.
Merak etme. Tom iyi olacak.
Üzülme, o herkesin başına gelir.
Endişelenmeyin. Onu yaparsınız.
Merak etmeyin. Ben söylemeyeceğim.
Üzülmeyin, her şey düzelecek.
Şimdi, endişelenmeyin.
Çok fazla üzülme.
Tom hakkında endişe ettiğini biliyorum.
Oh, endişelenme.
Onun hakkında endişelendiğini biliyorum.
Endişelenme. Bu yaygın bir hata.
Endişelenme. Sana nasıl araba süreceğini öğreteceğim.
Endişelenme. Hemen döneceğim.
Onun hakkında şimdi üzülme.
- Üzülme, yapacağım.
- Endişelenme yapacağım.
Endişelenme. Onları bulacağız.
Böyle bir şey için endişe etmeyin.
- Endişelenme. Onun canını yakmayacağım.
- Endişelenmeyin. Onun canını yakmayacağım.
Endişelenme. Mary'ye söylemeyeceğim.
Geçmiş hakkında üzülme.
Endişelenme. Sigortam var.
Endişlenme! Sana yardım edeceğim.
Benim hakkımda endişe etmeyin.
Tom hakkında kaygılanma.
Fiyat için endişelenme.
- Bunun için endişelenme.
- Bunu dert etmeyin.
Endişelenme. Onu bulacağız.
Merak etmeyin. Onu bulacağız.
Bizim hakkımızda endişelenme.
Onlar hakkında endişe etmeyin.
Onun hakkında endişelenme.
Onun hakkında endişelenme.
Bu konuda endişe etmeyin.
Ben iyi olacağım, endişelenme.
- Önemsiz şeyler için endişelenme.
- Önemsiz şeyler için endişelenmeyin.
- Endişelenme.
- Üzülme.
- Merak etme.
- Takma kafana.
Endişelenme, güvendesin.
Bir planım var. Endişelenme.
Benim köpeğim hakkında endişelenmeyin.
Merak etmeyin. Onunla ilgileneceğim.
Endişelenme. Bu önemli değil.
Üzülme. Tom seni affedecek.
- Bebeği dert etme.
- Bebek hakkında endişelenme.
Üzülmeyin. Onlarla konuşacağım.
Üzülme. Onunla konuşacağım.
Endişelenme, ona söylemeyeceğim.
Her şey Tamam, merak etmeyin.
Endişelenme. Her şey kontrol altında.
Dert etmeyin. O sizin sorununuz değil.
Benim hakkımda biraz endişelenmiyor musun?
Ailen hakkında endişelenme.
Sana güveniyorum, endişe etme.
- Ufak detaylar hakkında endişelenme.
- Önemsiz detaylar için üzülme.
Endişelenme, B planım var.
Üzülme. Tom'un anlayacağından eminim.
Endişelenme. Onlara söylemeyeceğim.
Böyle aptalca bir şey için endişe etme.
Merak etme. Eve güvenli bir şekilde geleceğim.