Examples of using "Piccola" in a sentence and their turkish translations:
O araba çok küçük değil mi?
Daha küçük bir araba alalım.
Bu küçük bir kasaba.
Onların küçük bir evi var.
O küçük bir kişi.
Benim küçük bir evim var.
Küçük bir evde yaşıyor.
küçük ya da büyük olsun,
Seni seviyorum, bebeğim.
Oda son derece küçük.
Oda çok küçük.
Oda oldukça güzel.
Senin için küçük bir sürprizim var.
Küçük birini kullan.
Şu küçük evi görebiliyor musun?
Biraz araştırma yapmak zorundayım.
Ben bu küçük kasabada büyüdüm.
Ben ufak bir kasabada büyüdüm.
Yenidoğanı korumaları gerek.
Burada küçük bir dikey bölüm var.
Küçük bir hikâye:
Ben küçük bir gemi görüyorum.
Biraz acil bir durumum var.
O küçüktü.
Çatal küçük.
Kısa bir ara verelim.
Küçük mü?
Bu küçük bir araba büyüklüğünde.
Onun odası çok ufak.
Bana küçük bir oda tahsis ettiler.
- Şu anda çok küçük bir evde oturuyorum.
- Artık çok küçük bir evde yaşıyorum.
Masa Meg için çok küçük.
Seninle küçük bir sohbet etmek istiyorum.
Bu problemin sadece küçük bir parçası.
Bu masa senin için çok küçük.
Küçük bir kasabada yaşamak istiyorum.
Evet, bakın. Mükemmel ve küçük bir oyuk.
Bu ev çok küçük.
Sandalye çok küçük.
Anna küçük bir kız.
Evim küçüktür.
O çok küçük bir kasaba.
Bu sandalye çok küçük.
Dolambaçlı yoldan gitmeliyiz.
Bu ceket benim için çok küçük.
Biraz tartıştık.
Bu şehre "Küçük Tokyo" deriz.
- O ev çok küçüktür.
- O ev çok dar.
Tokyo'dan daha küçük.
Benim teknem küçük.
- Tom'un küçük bir işletmesi var.
- Tom'un küçük bir işi var.
Tom'un odası çok küçüktü.
Şu anda çok küçük bir evde oturuyorum.
Şu anda çok küçük bir evde oturuyorum.
Tom'un odası çok küçük.
Keşke daha küçük bir ev satın alsaydım.
Küçük bir tekne ile nehri geçti.
Ya büyük ya da küçük kutuyu alabilirsin.
Tom'la biraz sohbet edeyim.
Tom küçük porsiyon bir pasta aldı.
Cadı zavallı küçük kızı lanetledi.
Boston'da küçük bir şirket için çalışırdım.
Tom Mary'ye küçük bir manila zarf uzattı.
İtalya'da küçük bir kasabada doğdu.
Sadece acil sorunlarının dışında
Arkasındaki zehir kesesini gördünüz mü?
Bu en küçük jenerasyondur,
O çok küçük mü?
Avustralya Güney Amerika'dan daha küçüktür.
Bu çok küçük.
Bu çok küçük.
Ev küçük ama güzel.
Bizim sınıfımız çok küçüktür.
Neden biraz mola almıyorsun?
Londra Tokyo'dan küçüktür.
- Benim odam çok küçük.
- Odam çok küçük.
Bu çok küçük mü?
Odam oldukça küçük.
- Tom'un memleketi küçük bir kasaba.
- Tom'un memleketi küçük bir ilçe.
Odanın çok küçük olmasından yakınıyor.
Yaşlı adam ona küçük bir bebek verdi.
Yaşadığım kasaba oldukça küçük.
Sen biraz yalancısın.
Tom daha küçük bir eve taşındı.
BK: Öncelikle çok küçük bir düzeltme yapmak istiyorum,
Pekâlâ, yapacağımız ilk şey buraya küçük bir delik açmak.
Küçük mağara temizlenmiş oldu
Ama bana küçük bir parça güvence verdiler.
Bu küçük ama önemli gözleme dayanarak
Onun evi küçük ve eski.
Biraz yürüyelim.
Tom'un odası oldukça küçük.
Tom çok küçük bir kasabadan gelir.
İtalya'da küçük bir kasabada doğdu.
Küçük şeyler küçük insanları eğlendirir.