Examples of using "Permettere" in a sentence and their turkish translations:
Bunu göze alabilirler.
Buna mali gücüm yetebilir.
Ben buna izin veremem.
Buna izin veremeyiz.
Biz bunun olmasına izin veremeyiz.
Buna izin vermeyi reddediyorum.
Bunun olmasına nasıl izin verebilirsin?
Onu göze alabilir misin?
Tom'un kazanmasına izin veremezsin.
Bunun olmasına izin veremem.
Maalesef ben buna izin veremem.
- Bunu göze alamazsın.
- Sen bunu karşılayamazsın.
Biraz gecikmeyi hesaba katmalıyız.
Tom'un sana yardım etmesine izin vermelisin.
Bu evi almaya gücün yetmeyebilir.
O bunu göze alamazdı.
Sanırım bunu almaya gücüm yeter.
Jack'in yeni bir bisiklete parası yetemez.
Ona gücüm yetmez.
Karşılayamayacağımız bir lüks.
Tom'un o elması almasına izin veremeyiz.
- Buna gücümüz yeter mi?
- Bunu göze alabilir miyiz?
Tom'un bunu yapmasına izin veremeyiz.
Buna izin veremem.
Ona gücü yetmez.
Her ikisini de göze alamam.
Tom'un buna parası yeter mi?
Onu göze alamayız.
Tom'un Mary ile gitmesine izin veremeyiz.
O yabancı bir araba alabilmek için çok çalıştı.
Bunu göze alamayız.
Bunu kim göze alabilir?
Onu satın almaya gücümüz yetebilir mi?
Tom'un balık tutmaya gitmesine izin vermeliydim.
Seyahat kendime izin veremediğim bir lüks.
Bunu göze alamam.
Biz artık bunu göze alamayız.
Polisin sorunla ilgilenmesine izin vermeliydik.
Alabileceğim şeyi yerim.
Ben bir avukatı göze alamam.
Biz daha fazla hatayı göze alamayız.
Biz hataları göze alamayız.
Ben böylesine pahalı bir restoranda yemek yemeği göze alamam.
Bu fiyatları kim göze alamaz?
Tom bunu göze alamaz.
Keşke kızımı bir Ivy League üniversitesine gönderecek gücüm olsa.
Gece çok geç saatlerde Tom'un piyano çalışmasına izin veremeyiz.
gerçekten karıştıracağız ve Tulsa Race Katliamının olması gibi,
Biz başka bir başarısızlığı göze alamayız.
Bu yıl yeni bir araba alamam.
Tom bir avukat tutmayı göze alamaz.
Tom bir avukatı göze alamadı.
Seni kaybetmeyi göze alamayız, Tom.
Bir midilli satın almayı göze alamam.
Ben emekli olmayı göze alamam.
Çok sık dışarıda yemek yiyemem.
- Tom'un konsere gitmek için yeterli parası yoktu.
- Tom konsere gitmeyi göze alamadı.
Tom bir avukat tutmayı göze alamadı.
Tom uçakla seyahat etmeyi göze alamaz.
Tom'un Japonya'yı ziyaret etmeye paraca gücü yetmez.
Tom, bir ev satın almayı göze alamaz.
Tom bir bebekbakıcısı tutmayı göze alamaz.
Tom'un o tür bir bilgisayara gücü yetmez.
Öyle bir şeyi satın almayı göze alamam.
Alarm sistemi alacak param yok.
Almayı göze alamamamız bir risk.
Tom çocuklarını üniversiteye göndermeyi göze alamaz.
Tom'un caddeyi geçmesine izin verme.
Tom her gün dışarıda yemek yerdi, ama şimdi maddi gücü yetmiyor.
Tom'u çocuklarımın yanına salma.