Translation of "Notturno" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Notturno" in a sentence and their turkish translations:

Mentre esploriamo il mondo notturno,

Gece dünyasını keşfettikçe...

Rivela un mondo notturno nascosto...

...gizli gece dünyasını ortaya çıkarır.

Tom è il guardiano notturno.

Tom gece bekçisidir.

E svelare un magico mondo notturno,

Sihirli bir gece dünyası ortaya çıkarıyoruz.

Ai cactus serve uno speciale aiuto notturno.

Kaktüslere geceleyin özel destek gerekir.

Il successo notturno dei ghepardi dipende dalla luna.

Çitanın gece başarısı Ay'a bağlıdır.

Tom lavora come buttafuori in un locale notturno.

Tom bir gece kulübünde bir fedai olarak çalışır.

Le stelle luccicanti nel cielo notturno sembravano gioielli.

Gece gökyüzünde parlayan yıldızlar mücevher gibi görünüyorlardı.

- Ho visto qualcosa di molto brillante volare nel cielo notturno.
- Io ho visto qualcosa di molto brillante volare nel cielo notturno.

Gece gökyüzünde çok parlak uçan şeyler gördüm.

- Ero in un night club.
- Io ero in un night club.
- Ero in un locale notturno.
- Io ero in un locale notturno.

Ben bir gece kulübündeydim.

Un predatore notturno che si aggira senza paura in città.

İşte gece şehirde avlanan sarı renkte bir fırsatçı.

- Tom ha il turno di notte.
- Tom ha il turno notturno.

Tom'un gece mesaisi var.

Ma non è destinato a una morte pacifica. Quaggiù c'è un assassino notturno.

Ama kaderinde huzurlu bir son da yok. Buralarda bir gece suikastçısı dolanıyor.

Da predatore notturno, è al tramonto che la vipera dà il meglio di sé.

Bir gece avcısı olan ölümcül engerek, en büyük tahribatı güneş battıktan sonra yapıyor.

Scopriamo le notevoli strategie con cui gli animali stanno conquistando questo nuovo mondo notturno.

...hayvanların, bu yeni gece dünyasını şaşırtıcı yöntemlerle nasıl fethetmekte olduğunu keşfediyoruz.

Un banchetto notturno potrebbe essere un modo per questo giovane maschio per evitare oranghi più dominanti.

Gece yarısı ziyafeti bu genç erkeğin daha dominant orangutanlardan kaçınma yöntemi olabilir.

Con le luci cittadine che eclissano il cielo notturno, gli animali non riescono più a orientarsi con le stelle.

Şehir ışıkları gece gökyüzünü aydınlığa boğduğundan hayvanlar, yıldızlara bakarak yol bulamaz oluyor.

- Tom non può prendere da bere in questa discoteca perché è minorenne.
- Tom non può prendere da bere in questo locale notturno perché è minorenne.

Tom reşit olmadığı için bu kulüpte bir içki içemez.

Un inglese, uno scozzese, un irlandese, un gallese, un gurkha, un lettone, un turco, un australiano, un tedesco, un americano, un egiziano, un giapponese, un messicano, uno spagnolo, un russo, un polacco, un lituano, un giordano, un neozelandese, uno svedese, un finlandese, un israelita, un rumeno, un bulgaro, un serbo, uno svizzero, un greco, un singaporiano, un italiano, un norvegese, un argentino, un libico e un sudafricano andarono in un locale notturno. Il buttafuori disse: "Mi dispiace, non posso farvi entrare senza un tailandese."

Bir İngiliz, İskoç, İrlandalı, Galli, Gurka, Leton, Türk, Avustralyalı, Alman, Amerikalı, Mısırlı, Japon, Meksikalı, İspanyol, Rus, Leh, Litvan, Ürdünlü, Yeni Zelandalı, İsveçli, Fin, İsrailli, Rumen, Bulgar, Sırp, İsviçreli, Yunan, Singapurlu, İtalyan, Norveçli, Arjantinli, Libyalı ve Güney Afrikalı bir gece kulübüne gitmişler. Kulüp fedaisi de “Üzgünüm, bir Taylandlı olmadan içeri girmenize izin veremem.” demiş.