Examples of using "Messa" in a sentence and their turkish translations:
Onu kutunun içine koydu.
Leyla ev hapsinde tutuldu.
Bacağı alçıya alındı.
Onun hapsedilmesini istiyorum.
hikâyeler yoldan çıkarılıyor gibi görünüyor.
Tom onu hamile bıraktı.
Ben onu çekmeceye koydum.
O onu rahatsız etti.
Bunu yapmak için buraya kondum.
Derhal ayakkabılarımı giydim.
O diyete başladığından beri çok zayıfladı.
Bu bir köpek ve midilli gösterisi.
Sorun nereye çadır kurulacağıydı.
Seni utandırdım mı?
Mary yüzüğü parmağına taktı.
Dışarı çıkmak için kepimi giydim.
Tom cebinden bir zarf çıkardı ve onu posta kutusuna koydu.
O onu kutunun içine koydu.
, Saragossa katedralinde ruhu için dua etmek için bir kitle düzenlendi
Pazar günleri kiliseye giderdim.
Mary biraz daha ruj sürdü.
Mary saçına bir çiçek koydu.
Suçlu tutuklanarak cezaevine konulmuştur.
Tom bir battaniye aldı ve onu Mary'nin üzerine örttü.
Onunla temasa geçtin mi?
Onunla temasa geçtin mi?
O şarkı söylemeye başladı.
Tom beni maaş bordrosuna koydu.
Tom onu kutuya koydu.
O benim çocuk hırsızlarıyla temas kurmamı sağladı.
Onu masaya koydum.
- Tutuklu dün serbest bırakıldı.
- Tutuklu dün salıverildi.
- Tutuklu dün serbest bırakıldı.
- Tutuklu dün salıverildi.
Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.