Translation of "Layla" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Layla" in a sentence and their turkish translations:

- Layla ha divorziato.
- Layla divorziò.

Leyla boşandı.

- Layla è impallidita.
- Layla impallidì.

- Leyla beyaza döndü.
- Leyla beyazlaştı.

- Layla ha tossito.
- Layla tossì.

Leyla öksürdü.

- Layla ha lavorato sodo.
- Layla ha lavorato duramente.
- Layla lavorò sodo.
- Layla lavorò duramente.

Leyla sıkı çalıştı.

- Layla ha respinto Sami.
- Layla respinse Sami.
- Layla ha rifiutato Sami.
- Layla rifiutò Sami.

Leyla, Sami'yi reddetti.

- Sami ha incontrato Layla.
- Sami incontrò Layla.
- Sami ha conosciuto Layla.
- Sami conobbe Layla.

- Sami, Leyla'yla tanıştı.
- Sami, Leyla'yla buluştu.

- Layla è diventata irresistibile.
- Layla diventò irresistibile.
- Layla divenne irresistibile.

Leyla karşı konulmaz hale geldi.

- Layla stava urlando.
- Layla stava gridando.

Leyla bağırıyordu.

- Layla è diversa.
- Layla è differente.

Leyla farklıdır.

- Layla aveva sete.
- Layla era assetata.

Leyla susamıştı.

- Fadil ha drogato Layla.
- Fadil drogò Layla

Fadıl, Leyla'ya ilaç verdi.

- Fadil ha assalito Layla.
- Fadil assalì Layla.

Fadıl, Leyla'ya saldırdı.

- Sami ha ascoltato Layla.
- Sami ascoltò Layla.

Sami, Leyla'yı dinledi.

- Non perdonerò Layla.
- Io non perdonerò Layla.

Leyla'yı affetmeyeceğim.

- Sami ha sposato Layla.
- Sami sposò Layla.

Sami, Leyla ile evlendi.

- Hanno sparato a Layla.
- Spararono a Layla.

Leyla vuruldu.

- Layla ha contattato Sami.
- Layla contattò Sami.

- Leyla, Sami ile temasa geçti.
- Leyla, Sami ile bağlantı kurdu.

- Layla ha drogato Sami.
- Layla drogò Sami.

Leyla, Sami'ye ilaç verdi.

- Layla ha lasciato Sami.
- Layla lasciò Sami.

Leyla, Sami'den ayrıldı.

- Layla ha riconosciuto Sami.
- Layla riconobbe Sami.

Leyla, Sami'yi tanıdı.

- Layla ha perso tutto.
- Layla perse tutto.

Leyla her şeyi kaybetti.

- Layla si è suicidata.
- Layla si suicidò.

Leyla intihar etti.

- Layla ha colpito Sami.
- Layla colpì Sami.

Leyla, Sami'yi vurdu.

- Layla è andata dentro.
- Layla andò dentro.

Leyla içeriye girdi.

- Layla ha pagato Sami.
- Layla pagò Sami.

- Leyla, Sami'ye ödeme yaptı.
- Leyla, Sami'ye para verdi.

- Layla guida con prudenza.
- Layla guida prudentemente.

- Leyla dikkatle araç kullanıyor.
- Leyla dikkatli bir biçimde araç sürüyor.

- Layla è stata stuprata.
- Layla fu stuprata.

- Leyla'ya tecavüze edildi.
- Leyla tecavüze uğradı.

- Sami ha assalito Layla.
- Sami assalì Layla.

Sami, Leyla'ya saldırdı.

- Layla si è insospettita.
- Layla si insospettì.

Leyla şüpheli büyüdü.

- Layla è rimasta incinta.
- Layla rimase incinta.

Leyla hamile kaldı.

- Layla è stata arrestata.
- Layla fu arrestata.

Leyla yakalandı.

- Sami ha aiutato Layla.
- Sami aiutò Layla.

- Sami, Leyla'ya yardım sağladı.
- Sami, Leyla'ya yardım etti.

- Sami ha protetto Layla.
- Sami protesse Layla.

Sami, Leyla'yı koruyordu.

- Sami ha lasciato Layla.
- Sami lasciò Layla.

Sami, Leyla'yı terk etti.

- Sami ha ignorato Layla.
- Sami ignorò Layla.

Sami, Leyla'yı ihmal etti.

- Sami ha visto Layla.
- Sami vide Layla.

Sami, Leyla'yı gördü.

- Layla ha tenuto l'anello.
- Layla tenne l'anello.

Leyla yüzüğü tuttu.

- Layla ha iniziato a urlare.
- Layla ha cominciato a urlare.
- Layla iniziò a urlare.
- Layla cominciò a urlare.

Leyla çığlık atmaya başladı.

- Layla ha iniziato a pregare.
- Layla iniziò a pregare.
- Layla ha cominciato a pregare.
- Layla cominciò a pregare.

Leyla yalvarmaya başladı.

Layla sopravviverà.

Leyla hayatta kalacak.

- Layla viaggiava da sola.
- Layla ha viaggiato da sola.
- Layla viaggiò da sola.

Leyla yalnız seyahat ediyordu.

- Sami comunicava con Layla.
- Sami ha comunicato con Layla.
- Sami comunicò con Layla.

Sami, Leyla ile iletişim kurdu.

- Layla era piuttosto distrutta.
- Layla era piuttosto sconvolta.

Leyla oldukça çılgına dönmüştü.

- Layla ora è senzatetto.
- Layla adesso è senzatetto.

Leyla artık evsizdi.

- Layla è tornata ora.
- Layla è tornata adesso.

Leyla şimdi dönmüş.

- Layla viveva al Cairo.
- Layla abitava al Cairo.

Leyla, Kahire'de yaşıyordu.

- Layla non aveva amici.
- Layla non aveva amiche.

Leyla'nın arkadaşları yoktu.

- Layla vi ama tutti.
- Layla vi ama tutte.

Leyla hepinizi sever.

- Layla l'ha detto in televisione.
- Layla l'ha detta in televisione.
- Layla lo disse in televisione.
- Layla la disse in televisione.

Leyla onu televizyonda söyledi.

- Layla vede solo una soluzione.
- Layla vede soltanto una soluzione.
- Layla vede solamente una soluzione.

Leyla sadece tek çözüm görüyor.

- Sami ha lasciato andare Layla.
- Sami lasciò andare Layla.

Sami, Leyla'nın gitmesine izin verdi.

- Layla ha perso molto sangue.
- Layla perse molto sangue.

Leyla çok kan kaybetti.

- Ha chiamato l'ufficio di Layla.
- Chiamò l'ufficio di Layla.

Leyla'nın ofisi arandı.

- Layla ha chiamato la sicurezza.
- Layla chiamò la sicurezza.

- Leyla güvenliği çağırdı.
- Leyla güvenliği aradı.

- Layla è ritornata a casa.
- Layla ritornò a casa.

Leyla eve geri döndü.

- Layla ha aperto la porta.
- Layla aprì la porta.

Leyla kapıyı açtı.

- Layla ha vinto dei premi.
- Layla vinse dei premi.

Leyla ödüller kazandı.

- Layla ha vinto molti premi.
- Layla vinse molti premi.

Leyla birçok ödüller kazandı.

- Layla ha pagato il taxi.
- Layla pagò il taxi.

Leyla taksi için para ödedi.

- Layla ha continuato a guidare.
- Layla continuò a guidare.

Leyla araç sürmeye devam etti.

- Layla ha parcheggiato al lago.
- Layla parcheggiò al lago.

Leyla göl yakınına park etti.

- Layla ha continuato a nuotare.
- Layla continuò a nuotare.

Leyla yüzmeye devam etti.

- Layla si è vestita bene.
- Layla si vestì bene.

Leyla iyi giyimliydi.

- Layla ha noleggiato un SUV.
- Layla noleggiò un SUV.

Leyla bir cip kiraladı.

- Layla ha mentito a Sami.
- Layla mentì a Sami.

Leyla, Sami'ye yalan söyledi.

- Layla ha scelto di farlo.
- Layla scelse di farlo.

Leyla onu yapmayı seçti.

- Layla ha smesso di camminare.
- Layla smise di camminare.

- Leyla yürümeyi bıraktı.
- Leyla yürümeyi durdurdu.

- Layla ha continuato a muoversi.
- Layla continuò a muoversi.

Leyla hareket etmeye devam etti.

- Layla ha sparato a Sami.
- Layla sparò a Sami.

Leyla, Sami'yi vurdu.

- Sami ha telefonato a Layla.
- Sami telefonò a Layla.

Sami, Leyla'ya telefon etti.

- Sami ha dovuto uccidere Layla.
- Sami dovette uccidere Layla.

Sami, Leyla'yı öldürmek zorunda kaldı.

- Sami ha fatto arrabbiare Layla.
- Sami fece arrabbiare Layla.

Sami, Leyla'yı kızdırdı.

- Sami non ha riconosciuto Layla.
- Sami non riconobbe Layla.

Sami, Leyla'yı tanımıyordu.

- Sami ha parlato con Layla.
- Sami parlò con Layla.

Sami, Leyla ile konuştu.

- Fadil ha cercato di fermare Layla.
- Fadil cercò di fermare Layla.
- Fadil ha provato a fermare Layla.
- Fadil provò a fermare Layla.

Fadıl, Leyla'yı durdurmaya çalıştı.

Layla sembrava perfetta.

Leyla mükemmel görünüyordu.

Sami adorava Layla

Sami, Leyla'yı çok seviyordu.

Layla odiava Sami.

Leyla, Sami'den nefret ediyordu.

Layla sembrava assonnata.

Leyla uykulu görünüyordu.

Layla beveva pesantemente.

- Leyla çok içti.
- Leyla ağır biçimde içti.

Layla stava sanguinando.

Leyla kanıyordu.

Layla stava urlando.

Leyla çığlık atıyordu.

Layla era disperata.

Leyla çaresizdi.

Layla era intrappolata.

Leyla tuzağa düşürüldü.

Layla sembrava emozionata.

Leyla heyecanlı görünüyordu.

Layla sembrava bella.

Leyla güzel görünüyordu.

Layla stava soffocando.

Leyla boğuluyordu.

Layla stava morendo.

Leyla ölüyordu.

Layla voleva amore.

Leyla aşk istedi.

Layla è intelligente.

Leyla zekidir.

Layla studia giornalismo.

- Leyla gazetecilik eğitimi alıyor.
- Layla gazetecilik okuyor.

Sami ascolta Layla.

Sami, Leyla'yı dinler.

- Sami ha rubato la macchina di Layla.
- Sami rubò la macchina di Layla.
- Sami ha rubato l'auto di Layla.
- Sami rubò l'auto di Layla.
- Sami ha rubato l'automobile di Layla.
- Sami rubò l'automobile di Layla.

Sami, Leyla'nın arabasını çaldı.

- Layla si è chiesta il perché.
- Layla si chiese il perché.
- Layla si chiedeva il perché.

Leyla nedenini merak etti.

- È successo qualcosa a Layla.
- È capitato qualcosa a Layla.

Leyla'ya bir şey oldu.

- Layla è tornata al Cairo.
- Layla è ritornata al Cairo.

Leyla, Kahire'ye geri döndü.

- Layla stava tornando al Cairo.
- Layla stava ritornando al Cairo.

Leyla, Kahire'ye geri geliyordu.

- Layla vive ancora al Cairo.
- Layla abita ancora al Cairo.

Leyla hala Kahire'de yaşıyor.