Examples of using "Luminoso" in a sentence and their turkish translations:
Şu parlayan çubuklardan kullanabilirim.
Bu parlayan çubuklardan kullanabilirim.
Güneş parlak.
Bu gerçekten parlak.
Nerede? Şu parlayan çubuklardan kullanabilirim.
Bu çok parlak.
Bu kuşun parlak bir tüyü var.
Güneş aydan daha parlaktır.
Gelecek hiç daha parlak görünmedi.
Güneş, gökyüzündeki en aydınlık nesne.
Bir kask takalım ve sonra da fosforlu çubuklardan kullanabilirim.
Bir tane daha çubuk atıp nereye gittiğine bakalım.
Pekala, öncelikle rengi parlak ve capcanlı yapın
Işık ve gürültü kirliliği hayatın ritmini değiştiriyor.
Bu canlı ışık olgusunu daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz.
Daha aydınlık bir dünyaya adapte olmakta zorlandıkları pek çok noktadan biri bu.
İlkbaharda her şey parlak görünür.
Uluslararası bir yarışmada bu yaştaki zaferi parlak bir geleceğin iyi bir göstergesidir.