Examples of using "Disposto" in a sentence and their turkish translations:
Tom yardımcı olmak için istekli.
Tom yardım etmeye istekli görünüyordu.
Tom konuşmaya istekli.
Tom bunu yapmaya istekli mi?
Tom'un yardım etmeye istekli olacağını düşünüyor musun?
Sana yardım etmeye istekliyim.
Tom yeni şeyler denemek istiyor.
O, başkalarına yardım etmeye istekliydi.
Tom yardım etmeye istekli, değil mi?
Tom işbirliği yapmaya istekli değildi.
Belki Tom onu yapmak için istekli olurdu.
Belki Tom yardım etmek için istekli olurdu.
Tom her zaman yardım etmek için istekli.
- Bunu yapmak istiyor musun?
- Bunu yapmak için istekli misin?
- Tom onu yapmaya isteksiz.
- Tom bunu yapmak için istekli değil.
Tom değişmek için isteksiz.
Sana yardım etmek için gönüllüyüm.
Ben sana yardım etmeye istekli olacağım.
Tom'un yardım etmek için istekli olacağından eminim.
Başkan tasarıyı desteklemeye istekliydi.
Tom bu defa tekrar bize yardım etmeye istekli.
Konsere gelmek için istekli görünmüyor.
Tom'un bize yardım etmek için gönüllü olup olmadığını göreceğiz.
Tom yardım etmeye istekli olduğunu söylüyor.
Bu işte bana yardımcı olmaya istekli misin?
Tom uzlaşmak için isteksiz görünüyor.
Tom bunu Mary için yapmaya hazırdır.
Tom değişmeye isteksiz gibi görünüyordu.
Tom'un bize daha fazla yardım etmeye gönlü yok.
Ona yardım etmeye istekliyim.
Özür dilemeye istekliyim.
Tom riski almaya istekli olduğunu söylüyor.
Onu yapmaya istekliyim.
Bunu yapmaya hazırdım..
Tom bizimle gitmeye istekli, değil mi?
Sana yardım etmeye hazırım.
Görüşmek için hazırım.
Tom bunu yapmaya istekli olduğunu söyledi.
Tom fiyatı düşürmek için isteksiz görünüyor.
Tom 300 dolara kadar ödeme yapmaya isteklidir.
Ben yardım etmek için her zaman istekliyim.
- Ben yardım etmeye istekli değilim.
- Ben yardım etmek için istekli değilim.
Onlara yardım etmek istiyor musun?
Senin için yalan söylemeye istekli olacağım.
Tom böyle yüksek bir fiyatı ödemek için istekli değildi.
Tom o riski almaya istekli olmadığını söylüyor.
Onu yapmaya istekli misin?
Yardım etmek istiyor musun?
Bize yardım etmeye istekli misin?
Bana yardım etmeye istekli misin?
Değişmeye istekli misin?
Ona yardım etmeye istekli misin?
Ona yardım etmeye istekli misin?
Öğrenmeye istekli misin?
Onlardan 3000 tane almayı kabul edersen, sana %3 indirim yaparız.
Geçmişi unutmaya hazırım.
Onu denemeye istekliyim.
Ben teklifinizi almaya istekliyim.
Toplantıya katılmaya istekliyim.
Yardım etmeye gerçekten istekli misin?
Seninle Boston'a gitmeye hazırım.
Tom'a yardım etmeye istekli misin?
Sana sahip olduğum her şeyi vermeye istekliyim.
Tom çeviri yaparken yardıma ihtiyacı olduğu gerçeğini kabul etmek istemiyor.
Tom hem yetenekli hem de istekli.
Yüksek bir maaş almasam bile, bu şekilde para kazanmaktan vazgeçmeye istekli değilim.
Mahkûm uyuşturucu satıcısı ölüm cezasını ömür boyu hapis cezasına düşürtmek için yetkililere boyun eğmeye istekliydi.
Ray, Gary'nin hikayesini desteklemek istiyordu fakat polisler onların ikisininde gerçeği söylediklerine ikna olmamışlardı.
Eğer bir yerli gibi konuşmak istiyorsan, banjo çalanların aynı parçayı onu doğru ve istenilen tempoda çalabilinceye kadar defalarca pratik yaptıkları aynı şekilde söylemeyi pratik yapmaya istekli olmalısın.