Examples of using "Continuare" in a sentence and their turkish translations:
Devam eder misin?
Devam edeyim.
İlerlemeliyim.
Oynamaya devam etmek istiyor musun?
Devam edebiliriz.
Devam etmeliyiz.
Devam etmeli miyim?
Devam etmeli miyiz?
Biz mücadeleye devam etmeliyiz.
Gitmeye devam edebilirim.
Böyle yaşamaya devam etmek ister misin?
İlerlemeye devam etmeliyiz.
Hareket etmeyi sürdürmek zorundayım.
Hareket etmeye devam etmek zorundayız.
Biz çalışmaya devam etmeliyiz.
- Onunla ilişki içinde olmaya devam etmek istiyor musun?
- Onunla flört etmeye devam etmek istiyor musun?
Daha ileri yürüyemem.
Devam etmek için sebep olmadığını anlıyorum.
O, Tom'suz devam edemez.
Oynamaya devam etmek istiyorum.
Onunla çıkmaya devam etmek istiyor musun?
Tom'suz devam edemez.
Tom'a yardım etmeye devam etmeliyiz.
Ona yalan söylemeyi sürdüremiyorum.
Ona yalan söylemeyi sürdüremiyorum.
Burada çalışmaya devam etmek istiyorum.
Öyle yapmaya devam etmeliyiz.
Tom olmadan devam edemeyiz.
Ben bunu yapmaya devam edemem.
Çalışmaya devam etmek zorundasın.
Gösteri devam etmeli.
Biz böyle devam edemeyiz.
O eğilimin devam etmesi gerek.
Protestolar devam etmelidir.
Biz çalışmaya devam etmek zorundayız.
Tom burada çalışmaya devam etmek istiyor.
Bunu yapmaya devam etmek istemiyorum.
Bu şekilde devam edemeyiz.
Devam etmekten başka seçeneğimiz yok.
Bunu yapmaya devam etmek istediğinizden emin misiniz?
Daha ileri yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
Denemeye devam etmeliler.
Ama beslenmeye devam edebilirler.
Seyahatime devam edebilir miyim?
Saldırımıza devam etmeliyiz.
Tom olmadan devam edemiyorlar.
Devam edemeyecek kadar çok yorgundum.
Ona yalan söylemeyi sürdüremedim.
Öğrenmeye devam etmek önemlidir.
Biz Tom olmadan geçinemeyiz.
Çok yorgunum devam edemem.
Gezisine gizlice devam etmek zorunda kaldı.
O, çalışmaya devam edemeyecek kadar çok yorgundu.
Sorunu görmezden gelmeye devam edemem.
Onlara yalan söylemeyi sürdüremiyorum.
Yaşadığımız sürece çalışmaya devam etmeliyiz.
Tom konuşmaya devam etmek istemedi.
Artık düşünmeye devam etmek işe yaramaz.
Hadi! Daha fazla bekleyemem.
Ben eğitime devam etmek için karar verdim.
Bu konuda çalışmaya devam etmek zorundayız.
Bunu yapmaya devam edemiyoruz.
Onu yapmaya devam etmeye karar verdim.
Denemeye devam edecek gücüm yok.
Devam etmekten başka seçeneğimiz yok.
Sen bana yalanlar söylemeyi sürdürmemeliydin.
Daha fazla okumaya değmez.
O, onun elinden geldiği kadar sıkı dövüşmeye devam ettiğini izledi.
Devam edemeyecek kadar yoruluncaya kadar Tom çalıştı.
"sadece yürümeye devam etmeliyim."
Bu durum daha fazla devam edemez ve etmemeli.
- Bu konuşmaya dışarıda devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
- Sanırım bu konuşmaya dışarıda devam etmeliyiz.
- Bence bu konuşmaya dışarıda devam etmeliyiz.
- Bana kalırsa bu konuşmaya dışarıda devam etmeliyiz.
Tom daha fazla iş yapamayacak kadar çok yorgun olduğunu söylüyor.
Irk ayrımını ortadan kaldırmaya yönelik çabalarımıza devam edeceğiz.
ama göçmenlere insanca davranılmasını istiyorsak
Bu madeni keşfetmeye devam etmek isterseniz "Yeniden Dene"yi seçin.
Arazi fiyatları yükselecek gibi görünüyor.
Bu devam edemez.
Bay Kato çalışmak için artık çok yaşlıydı.
Tom ve Mary artık iş için çok yorgundular.
Buna benzer yerler korunabilirse... ...artmaya devam da edebilir.
Ama şunu yapabiliriz, bu göreve devam edip zehri canlı olarak bulmaya çalışmak için
Hâlâ su bulabileceğinizi ve göreve devam edebileceğinizi düşünüyorsanız "Tekrar Dene"yi seçin.
alıştığımız ilerlemeyi devam ettirebileceğimiz bir bakış açısı.
Ama şunu yapabiliriz, bu göreve devam edip zehri canlı olarak bulmaya çalışmak için
Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
Çocukken ,ölürsem dünyanın hemen ortadan kaybolacağını düşündüm.Ne çocukça bir aldanma!Ben sadece dünyanın bensiz devam edip var olacağını kabullenemiyordum.
Artık sessiz kalamam.