Examples of using "Bambina" in a sentence and their turkish translations:
Bir beyaz bir kız ve bir Arap kız.
O sadece bir çocuk.
O bir çocuk değil.
Küçük bir kız gibi görünüyorsun.
Ben küçük bir çocuğum.
O artık bir çocuk değil.
O, Japonya'ya çocuk olarak geldi.
Sen bir çocuksun.
- Kızın artık bir çocuk değil.
- Kızınız artık bir çocuk değildir.
Çocukluğundan beri onu tanıyorum.
Artık sadece bir çocuk değilsin.
O bir çocukken iyi şarkı söyleyebilirdi.
Mary dâhi bir çocuktu.
Ben bir çocuğum.
Cadı zavallı küçük kızı lanetledi.
O bir çocuktu ama korkmuyordu.
ve tuhaf bir şekilde Norveç'in çok kültürlülüğü açısından
Küçük kız gözyaşlarına boğuldu.
Şu bir erkek çocuk mu yoksa kız çocuk mu?
Onlar onun bebeğine Jane adını verdiler.
Küçük kız ona dilini uzattı.
Bebek çığlık atıyor.
Çocuk annesinin elini tuttu.
O zamanlar sadece bir çocuktum.
Vicky oldukça sorunlu bir çocuktu.
Küçük kız güzel bir kadın oldu.
O, çocukla ilgilendi.
O çocuk sıkıldı.
Biz bir çocuğu evlatlık aldık.
Bebek uyandı mı?
Çocukluğunda, çoğumuzdaki gibi, çok utangaçtı.
10 yaşındaki kızı Abir'i,
Bu çocuk grip.
Çocukken okumayı severdim.
Kız bebeği oyuncağı görmeme izin vermedi.
Çocuğa o baktı.
Bana bir çocuk gibi davranma.
ve ben henüz çocukken Danimarka'ya taşındık.
O adam küçük bir kızın öldürülmesinden dolayı yargılanıyor.
Ben en küçük çocuğum.
Bir çocukken Boston'da yaşadım.
Çocukken Barbie'yi severdim.
Ben artık bir çocuk değilim.
- Çocuk soğuk aldı.
- Çocuk şifayı kaptı.
- Çocuk üşüttü.
Çocukların otobüse bindiğini gördük.
- Ailesi onu dövdüğü için çocuk evden kaçtı.
- Kız evden kaçtı çünkü ailesi onu dövmüştü.
O çocuğun birkaç arkadaşı var.
Kız mutlu bir şekilde okuyor.
Onlar hâlâ çocuğu arıyorlar.
Ben çocuğu yatıştırmaya çalıştım.
Çocuk son derece akıllıydı.
Çocuk çabucak öğreniyor.
Bu çocuk normal bir biçimde büyüdü.
Niye ağlıyorsun evladım? Anlat bakayım.
Bebek hâlâ uyuyor.
Şu çocuk güneşte çok uzun süre bırakıldı.
Bir kız olarak, Elisa oyuncak bebekleriyle dadı oynamayı severdi.
Ben çocukken, bir astronot olmak istiyordum.
- Onlar bebeğe Jane adını verdiler.
- Onlar bebeklerine Jane adını verdiler.
Geçen hafta güzel bir kız bebek doğurdu.
Çocuk annesini bana gösterdi.
Ben sağlıklı bir çocuktum.
O, her zaman bana bir çocuk gibi davranır.
Ben çocukluğumdan beri Jim'i tanıyorum.
Onlar bana bir çocuk gibi davranıyor.
Ben bu çocuğa bakacağım.
Bebek bana gülümsedi.
Bir arkadaşım 'Şu ana dek gördüğüm farkındalığı en yüksek bebek' dedi.
O, bir erkek mi yoksa bir kız mı?
Bebek annesini arıyor.
Bebek büyüyor.
Ben çocukken şişman değildim.
Çocukken şişman değildim.
- Tom bana bir çocuk gibi davranıyor.
- Tom bana çocuk muamelesi yapıyor.
Çocuk bir kediyi okşuyor.
Bir çocukken burada oynardım.
Bir çocukken, Noel Baba'ya inanırdım.
Tom bir çocuğa benzediğimi söylüyor.
Çocuk güleceği yerde ağlıyor.
O çocuk biraz utangaç.
Bebek iyi.
Onların bebeği zaten yürüyebiliyor.
Bebek çıplaktı.
O çocuk birlikte oynayacak birini istiyor.
Şu çocuk birlikte oynamak için bir arkadaş istiyor.
Çocukken bu evde yaşadım.
Bana çocukmuşum gibi davranma.
Filipinler'de yedi yaşındaki bir kız ısırıldı ve ertesi gün öldü.
yoksul bir çocukla uğraşıp durmam
Onların kendi çocukları olmadığı için küçük bir kızı evlat edinmeye karar verdiler.
O, çocuğu için bir oyuncak aldı.
Çocukluğumdan beri karate yapıyorum.