Examples of using "Találni" in a sentence and their turkish translations:
Bir çözüm bulmaya çalışıyorum.
- Onu bulabilecek miyim?
- Onu bulabilir miyim?
Onu bulabilir misin?
Sizi bulacağız.
Beni bulacaklar.
Onu bulacağım.
Bir şey bulacağım.
Onu bulacaksın.
Onlar bizi bulacaklar.
Bir şey bulmayacağız.
- Bence onu bulacaksın.
- Bence onu bulacaksınız.
Seni bulacağım, Charley.
Bir gölge bulmaya çalışalım.
Bir gölge bulmaya çalışalım.
Tom'u bulacağım.
Onlar bizi bulacaklar.
Onları bulabilirim.
Bir iş bulmak ne kadar zordur?
Yarı zamanlı bir iş bulmak zor mu?
iş bulamamaktan korktuklarını söylüyorlar.
Onun yaşını tahmin edebilir misiniz?
Beni bulacağınızı biliyordum.
Tom bir iş bulamadı.
Tom, Mary'yi bulacak.
İyi bir iş bulmak istiyorum.
Tom bir iş bulamadığından şikayetçi oldu.
günün sonunda bu dünyada yalnız hissetmemenin bir yolunu bulmak
Ümitsizce sessiz bir yer arıyor.
- Seni ilgilendiren bir şey bulacaksın.
- Sen seni ilgilendiren bir şey bulacaksın.
Onu kullanmak için bir yol bulacağız.
Bir iş bulacaksın.
Kulübede bir tırmık bulacaksınız.
Endişelenme, bir çaresini bulacağım.
Tom iş bulmakta çok sıkıntı yaşıyor.
Onu bulabileceğimden eminim.
Gezi için bir rehber bulmak gerekliydi.
Nitelikli eleman bulmak zorlaşıyor.
Bir kitap yazmak için zaman bulmak kolay değildir.
Tom, Mary'nin iş bulmasına yardımcı olmak istedi.
- Tom daha stressiz bir iş bulmak istiyor.
- Tom daha az stresli bir iş bulmak istiyor.
Evimizi bir sonraki caddenin sonunda bulacaksın.
Tom kendisine yardım edecek birini bulamadı.
Aksanına dayanarak onun bir Fransız olduğunu söyleyebilirdim.
Yaparken eğlendiğim bir iş bulmak istiyorum.
Tom'un nasıl zaman bulacağını bilmiyorum.
Bu çantada ne olduğunu tahmin edebilir misin?
Muhtemelen neler olduğunu tahmin edebilirsiniz.
Aralarında ilişki kurmak olanaksız.
Mücadelem; yapabildiğimin en iyisiyle onun merkezini bulmak.
Tom Boston'da iyi bir iş bulamadı, bu yüzden Şikago'ya taşındı.
Yaşayacak güzel bir yer bulmak kolay değil.
Kaç yaşında olduğumu tahmin edebilir misin?
Onlar iyi ödeme yapan bir iş bulabileceklerini umuyorlar.
Burada ne bulmayı umuyorsunuz?
Onların sadece bir günah keçisi bulmaları gerekiyor.
Tom sorunu çözmenin bir yolunu bulmak istedi.
Bu şehirde üzerinde uyunabilecek bir bank bulmak zor.
Kar yüzünden ormanın zemininde yiyecek bulmak pek mümkün değil. Başka yerlere bakmalı.
Bunu yapan kişiyi bulacağım.