Translation of "Mellé" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Mellé" in a sentence and their turkish translations:

- Mellé ültem.
- Leültem mellé.
- Odaültem mellé.

Ben onun yanında oturdum.

- Odaültek mellé.
- Leültek mellé.
- Mellé telepedtek.

Onlar onun yanında oturdular.

Mellé ültem.

Onun yanına oturdum.

Letérdelt mellé.

O, onun yanında diz çöktü.

"Hé, menjünk az autópálya mellé,

''Hey, yakındaki otoyola gidelim,

Ülj le az apád mellé.

Git ve babanın yanında otur.

Tom leült Mary mellé a homokba.

Tom kumun üstünde Mary'nin yanına oturdu.

A kutya leült az ember mellé.

Köpek adamın yanına oturdu.

Tom a tornácon leült Mari mellé.

Tom verandada Mary'nin yanında oturdu.

Tom az autóját Marié mellé parkolta.

Tom arabasını Mary'ninkinin yanına park etti.

Tom a buszon Mari mellé ült.

Tom, otobüste Mary'nin yanında oturdu.

Ma este nem akarok Tomi mellé ülni.

Bu gece Tom'un yanında oturmak istemiyorum.

Tom közvetlen a háza mellé temette Maryt.

Tom, Mary'yi evinin hemen yanına gömdü.

- Elvétetted.
- Mellé!
- Mellétrafáltál.
- Eltaláltad tehénnek szarva közt a tőgyit.

Iskaladın.

Ha az edényeket a mosogató mellé rakja, később elmosogatom.

Eğer bulaşıkları lavaboda biriktirirsen, onları daha sonra yıkarım.

Szokás szerint két kávét iszok meg az ebéd mellé.

Genellikle öğle yemeği ile iki fincan kahve içerim.

- Milyen italt kér?
- Milyen italt kér a rendelése mellé?

İçmek için size ne alabilirim?

- Keményen kell dolgoznunk.
- Hajtanunk kell.
- Igencsak oda kell tennünk magunkat a munka mellé.

Biz çok çalışmalıyız.

- A napi hírlap a reggeliző asztalhoz hozza a nagyvilág problémáit.
- A napi hírlap a reggeli mellé tálalja széles e világunk gondjait.

Günlük gazete dünya'nın sorunlarını kahvaltı masasına getirir.