Translation of "Maryvel" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Maryvel" in a sentence and their turkish translations:

- Tom gyakran beszélget Maryvel.
- Tom gyakran beszél Maryvel.

Tom sık sık Mary ile konuşur.

Tom Maryvel lesz.

Tom Mary ile birlikte olacak.

Tom Maryvel cseveg.

Tom, Mary'yle sohbet ediyor.

Tom teniszezik Maryvel.

Tom, Mary ile tenis oynuyor.

Tom találkozott Maryvel.

Tom, Mary ile karşılaştı.

Tom Maryvel társalgott.

Tom Mary ile sohbet etti.

Tom gyakran beszélget Maryvel.

Tom sık sık Mary ile konuşur.

Tom Maryvel koncertre megy.

Tom, Mary ile konsere gidiyor.

Tom üvöltözni kezdett Maryvel.

Tom Mary'ye bağırmaya başladı.

Tom Maryvel ment bevásárolni.

Tom, Mary'yle alışverişe gitti.

Tom tegnap beszélt Maryvel.

Tom dün Mary'yle konuştu.

Tom Maryvel ment haza.

Tom Mary ile eve gitti.

Tom régen Maryvel dolgozott.

Tom eskiden Mary ile çalışırdı.

Tom nem beszélne Maryvel.

Tom, Mary ile konuşmazdı.

Tom kapcsolatban maradt Maryvel.

Tom, Mary ile irtibatta kaldı.

Tom gyakran kiabál Maryvel.

Tom genellikle Mary'ye bağırır.

Tomnak Maryvel kell mennie.

Tom Mary ile gitmek zorunda.

Maryvel és Johnnal Londonban találkoztam.

Londra'dayken Mary ve John'la karşılaştım.

Tom megbeszélte a problémát Maryvel.

Tom, Mary'yle sorun hakkında konuştu.

Tom körülbelül egy idős Maryvel.

Tom yaklaşık Mary'nin yaşındadır.

Még nem beszélt Tom Maryvel?

Tom henüz Mary ile konuşmadı mı?

Tom még nem találkozott Maryvel.

Tom henüz Mary ile tanışmadı.

Tom nem ért egyet Maryvel.

Tom Mary ile aynı fikirde değil.

Tom bizalmas viszonyban állt Maryvel.

Tom'un Mary'yle yakın ilişkisi vardı.

Csak beszélni akart Tom Maryvel.

Tom sadece Mary ile konuşmak istedi.

Tom beleegyezett, hogy találkozzon Maryvel.

Tom Mary ile görüşmeyi kabul etti.

Tom nem tudott találkozni Maryvel.

Tom, Mary'yi göremedi.

Tom ismertette Maryvel a teendőit.

Tom Mary'ye işlerin nasıl yapılacağını gösterdi.

Tom nem akart odamenni Maryvel.

Tom oraya Mary ile gitmek istemedi.

Tom megszakított minden kapcsolatot Maryvel.

- Tom, Mary ile olan tüm bağlarını kopardı.
- Tom, Mary'yle tüm ilişkisini kesti.

Mondtad Tomnak, hogy egykor randiztál Maryvel?

Mary ile flört ettiğini Tom'a söyledin mi?

Tom azért jött, hogy beszéljen Maryvel.

Tom Mary ile konuşmak için geldi.

Tom beleegyezett, hogy Bostonba menjen Maryvel.

Tom Mary ile Boston'a gitmeyi kabul etti.

Tom egy csomó időt tölt Maryvel.

Tom Mary ile çok fazla zaman harcar.

Tom egyáltalán nem ért egyet Maryvel.

Tom Mary ile hiç aynı fikirde değil.

- John az iskola fele menet találkozott Maryvel.
- John találkozott Maryvel az iskola felé vezető úton.

John okula giderkenMary ile karşılaştı.

Azt hittem, beszélt már Tom erről Maryvel.

Tom'un daha önceden bunun hakkında Mary ile konuştuğunu sandım.

Tom visszautasította, hogy Maryvel lett volna kapcsolata.

Tom, Mary'yle bir ilişkisi olduğunu yalanladı.

Tom azt mondta, hogy beszélnie kellett Maryvel.

Tom Mary ile konuşması gerektiğini söyledi.

Tom nem találkozott Maryvel vagy bárki mással.

Tom Mary'yi ya da başka birini karşılamadı.

Tom életének új szakasza kezdődött, amikor találkozott Maryvel.

- Tom, Meryem ile buluşunca yeniden doğmuş gibi oldu.
- Tom, Meryem ile tanışınca yeniden doğmuş gibi oldu.

Milyen volt a randevúd Maryvel a múlt éjszaka?

Dün gece Mary ile buluşman nasıldı?

Még mindig nem tetszik nekem, ahogy Tom bánik Maryvel.

Tom'un Mary'ye davranma tarzından hâlâ hoşlanmıyorum.

- Tom figyelmen kívül hagyta Maryt.
- Tom nem törődött Maryvel.

Tom, Mary'yi görmezden geldi.

Tom tudatni akarja Maryvel, hogy el akarja hagyni a várost.

Tom Mary'nin kasabadan ayrılmayı planladığını bilmesi gerekiyor.

Tom tavaly a Tatoebán megismerkedett Maryvel és most együtt élnek.

Tom geçen yıl Mary ile Tatoeba'da tanıştı ve şimdi onlar birlikteler.

- Tomi Marival töltötte a délutánt.
- Tom a délutánt Maryvel töltötte.

Tom öğleden sonrayı Mary ile geçirdi.

Ha Tom a szülővárosában maradt volna, sosem találkozott volna Maryvel.

Tom memleketinde kalsaydı, Mary ile asla tanışmazdı.

- Tom úgy kezelte Maryt mint egy rabszolgát.
- Tom úgy bánt Maryvel, mint egy rabszolgával.

Tom Mary'ye bir köle gibi davrandı.