Examples of using "Katasztrófa" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir felaket.
Bu bir felaket olurdu.
Bu tam bir felaket.
Bu korkunç olayın yaşandığı sırada
Bu bir felaket.
Tam anlamıyla felaketti.
Park etmek bir kâbustu.
Onun konuşması tam anlamıyla bir felaketti.
Tam bir felaketti.
Bu özellikle felaketten kurtarma zamanlarında önemlidir.
Fırtınadan sonra şehrin bazı kısımları afet alanı gibiydi.
Sel, yaşadıkları en büyük felaketti.
Kurtarma işçisi insanları kurtarmak için bir helikopterle felaket bölgesine gitti.