Translation of "Külföldön" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Külföldön" in a sentence and their turkish translations:

- Külföldön akarok tanulni.
- Külföldön kívánkozom tanulni.

Yurt dışında eğitim yapmak istiyorum.

- Jártál már külföldön?
- Jártál valaha külföldön?

Hiç yabancı bir ülkeyi ziyaret ettin mi?

Külföldön tanult.

O, yurt dışında eğitim gördü.

Külföldön van.

O yurt dışında.

Külföldön tanulok.

- Yurt dışında eğitim görmekteyim.
- Yurt dışında eğitim görüyorum.

- Nemsokára külföldön fog kereskedni.
- Hamarosan külföldön kereskedik majd.

Yakında o yurt dışında iş yapacak.

Mióta vagy külföldön?

Ne kadar süredir yurt dışındasınız?

Tamás külföldön tanult.

Tom yurt dışında okudu.

Tom külföldön van.

Tom yurtdışında.

Tom külföldön él.

Tom yurt dışında yaşamaktadır.

Tom külföldön volt.

Tom yurtdışındaydı.

Miért akarsz külföldön tanulni?

- Neden yurtdışında okumak istiyorsun?
- Neden yurtdışında okumak istiyorsunuz?
- Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?

Még sosem volt külföldön.

- O, hiç yurt dışında bulunmadı.
- O hiç yurt dışına gitmedi.

Elhatároztam, hogy külföldön tanulok.

Ben yurt dışında öğrenim görmeye karar verdim.

Még sosem járt külföldön.

O, asla yurt dışına gitmedi.

Voltál már valaha külföldön?

Hiç yurt dışında bulundun mu?

Tom még mindig külföldön van.

Tom hâlâ yurt dışında.

Az egyik barátom külföldön tanul.

Arkadaşlarımdan biri yurt dışında öğrenim görüyor.

A nagybátyád még mindig külföldön van?

Amcan hâlâ yurt dışında mı?

Apám addig még nem volt külföldön.

O zamana kadar babam hiç yurt dışında bulunmadı.

Úgy döntött, hogy külföldön tanul tovább.

O yurt dışında okumak için kararını verdi.

Tom azt mondta, hogy külföldön akarsz tanulni.

- Tom yurt dışında eğitim görmek istediğini söyledi.
- Tom senin yurt dışında okumak istediğini söyledi.

Mindig is azon álmodoztam, hogy külföldön élek.

Her zaman yurt dışında yaşamayı hayal ettim.

Az Angoloktatás külföldön című könyv nem vált hasznomra.

"Yabancı bir ülkede İngilizce öğretmek" kitabını faydalı bulmadım.

Azt mondják, hogy az apja külföldön halt meg.

Babasının yabancı bir ülkede öldüğü söyleniyor.

Meglepte szüleimet az a döntésem, hogy külföldön fogok tanulni.

Yurtdışında okuma kararım ebeveynlerimi şaşırttı.

Még soha nem voltam külföldön azelőtt, úgyhogy nekem minden furcsának tűnt.

- Daha önce yurt dışına hiç çıkmamıştım, bu yüzden her şey bana tuhaf göründü.
- Daha önce hiç yurt dışına çıkmamıştım, bu yüzden her şey garibime gitti.

Szuzuki úr lebeszélte a fiát arról a tervéről, hogy külföldön tanuljon.

Bay Suziki oğlunu yurt dışında eğitim görme planından vazgeçmesi için ikna etti.