Examples of using "Hegyet" in a sentence and their turkish translations:
O dağa bakın.
Ben dağlara tırmanmayı severim.
- Dağ kar ile kaplı.
- Dağ, kar ile kaplı.
Yarın dağ tırmanışına gideceğim.
Dağa tırmanmaya çalıştım.
- O dağa tırmanmayı planlıyoruz.
- Bu dağa tırmanmayı planlıyoruz.
Geçen yaz dağa tırmandım.
Dağa tırmanmak istiyor musun?
Biz o dağa tırmanacağız.
Dağ tüm yıl boyunca karla kaplı.
John o bir öğrenci iken sıklıkla dağa tırmanmaya giderdi.
Bu dağa tırmanamam.
Mt.Fuji'ye asla tırmanmadım.
- O dağa tırmanmak çok kolaydı.
- O dağa tırmanmak çok oyuncağıydı.
Fuji Dağı'na tırmanacağım.
Bu dağa tırmandığın doğru mu?
Bu dağ bütün yıl karla kaplıdır.
Bütün sene boyunca bu dağ karla kaplı.
Fuji Dağına tırmanma planlarından vazgeçtiler.
Kocam ve ben birlikte dağ tırmanışına giderdik.
O, dağa tırmanmakta başarılı oldu.
- Karlarla örtülü şu dağa bak.
- Karla kaplı şu dağa bak.
O dağ bulutların içindedir.
O dağa tırmanmak için iyi ekipmana ihtiyacın var.
- Hava açıkken Fuji Dağı uzak mesafeden görülebiliyor.
- Hava açıkken Fuji dağını uzaktan görebiliriz.