Examples of using "Adok" in a sentence and their turkish translations:
Sizi zor bir şeye davet ediyorum.
- Sana beş dolar vereceğim.
- Sana beş dolar veririm.
- Sana otuz dolar vereceğim.
- Sana 30 dolar vereceğim.
Sana bir şans vereceğim.
Ben para ödünç veriyorum.
- Şöhretim umurumda değil.
- İtibarım umurumda değil.
- Sana son bir şans veriyorum.
- Sana son bir fırsat veriyorum.
Dilencilere hep bir şeyler veririm.
Tom benim Mary'ye biraz para verdiğimi gördü.
Sadece bir kitap için 40 dolar ödemeyeceğim.
Sana söylediğimde, makineyi çalıştır.
Sana bu problemi çözmen için beş dakika veriyorum.
Bağış toplama işleme dayalı değil, ilişkiye dayalıdır.
Bu kadar. Sana daha fazla ödünç para vermiyorum.
- İnternetten giysi satıyorum.
- Ben çevrimiçi giysi satarım.
Köpeğimi çiğ balıkla beslemem ve asla beslemeyeceğim.
Ona tamamen güveniyorum.
Ben şahsen haklı olduğuna inanıyorum.