Examples of using "Weite" in a sentence and their turkish translations:
Böylece sahile çıkabilirler.
- O uzun mesafe yürümeye alışkın.
- Uzun mesafeleri yürümeye alışkındır.
O, uzun mesafeleri yürümeye alışkındır.
Ama katetmemiz gereken çok yol var.
Tüm yolculuklar ilk adımla başlar.
Afrika'nın birçok kısmı Avrupa ülkeleri tarafından sömürgeleştirildi.
Bakın, orman bizi bu büyük açıklığa getirdi.
Gezegenin engin alanları donmaya başlıyor. Her gece daha da uzun sürüyor.
Kilometrelerce yol yapıp geleceği biçimlendirecek olanlara ulaşmaya çalışıyorum.
Hâlâ çölde keşfetmemiz gereken bir sürü yer var. Ama yılan zehri bu sıcakta fazla dayanmaz.
Biz uzun bir yol geldik.