Examples of using "Verbrannt" in a sentence and their turkish translations:
Onu yaktım.
Kendimi yaktım.
Onları yaktım.
Bu kahvenin tadı yanık.
Tom yandı.
Onlar yandı.
- Ben kâğıdı yaktım.
- Kâğıdı yaktım.
Yangın her şeyi yaktı.
Mary işkence direğinde yakıldı.
Parmaklarını yaktı.
Vücut yanarak tanınmaz hale gelmiş.
Ben parmağımı yaktım.
O yangında, yanarak öldü.
Kazıkta yakıldı.
Ölünün arkasından ağıt yakılır
Kocamın yaşlı teyzesi diri diri yandı.
O sağ elinden yandı.
Tom sıcak sobada elini yaktı.
İçten yanmalı motorlar, yakıt ve hava karışımını yakarlar.
- Bana yazdığın tüm mektupları yaktım.
- Senin bana yazdığın bütün mektupları yaktım.
Orangutanlar çoğu zaman palayla öldürülüyor veya benzinle yakılıyor.
Tom mektubu yaktı.
Kızımız bir kibrit ile parmağını yaktı.
Sıcak bit ütüde parmaklarımı yaktım.
Dilimi sıcak çorbayla yaktım.
Parmak ucumu yaktım.
Bu sabah parmaklarımı ocakta yaktım.
Kum o kadar sıcaktı ki ayaklarımı yaktı.
o kişi yanmış olur. Yuvarlağın içerisine girinceye kadar tekme atılırdı
Kahve o kadar sıcaktı ki neredeyse dilimi yakıyordum.
Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.
Kekin yanması benim hatamdır. Telefonda konuşuyordum ve zamana dikkat etmedim.