Translation of "Papier" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Papier" in a sentence and their turkish translations:

- Papier brennt leicht.
- Papier fängt leicht Feuer.

Kağıt kolaylıkla tutuşur.

- Papier ist weiß.
- Das Papier ist weiß.

- Kağıt beyazdır.
- Kağıt beyaz.

Ich will Papier.

- Biraz kağıda ihtiyacım var.
- Bir miktar kağıt istiyorum.

Hast du Papier?

Kâğıdın var mı?

Schere, Stein, Papier.

Taş, kâğıt, makas.

Papier brennt gut.

Kağıt hızlı yanar.

Papier brennt leicht.

Kağıt kolayca yakar.

Wir brauchen Papier.

Kağıda ihtiyacımız var.

Papier ist weiß.

Kağıt beyaz.

- Ihr ist das Papier ausgegangen.
- Ihr ging das Papier aus.

Onun kağıdı bitti.

- Dieses Portemonnaie ist aus Papier.
- Diese Handtasche ist aus Papier.

Bu çanta kağıttan yapılmıştır.

Der Drucker braucht Papier.

Yazıcıya kağıt lazım.

Jedes Papier ist geeignet.

Herhangi bir kağıt işe yarar.

Ich brauche etwas Papier.

Biraz kağıda ihtiyacım var.

Das Papier ist weiß.

Bu kağıt beyaz.

Dieses Papier ist rau.

Bu kağıt pürüzlü.

Ich zerriss das Papier.

Kağıdı parçaladım.

- Gib mir ein Stück Papier.
- Geben Sie mir ein Stück Papier.

Bana bir parça kağıt ver.

- Papier ist weiß, Kohlenstoff ist schwarz.
- Papier ist weiß, Kohlenstoff schwarz.

Kağıt beyazdır, karbon siyahtır.

- Sie wickelte es in Papier ein.
- Sie hat es in Papier eingewickelt.

O, onu kağıda sardı.

Leeres weißes Papier ist ausreichend.

Sadece beyaz kağıt yeterli.

Er riss das Papier entzwei.

O, kağıdı ikiye ayırdı.

Papier wird aus Holz hergestellt.

Kağıt ağaçtan yapılır.

Dieses Portemonnaie ist aus Papier.

Bu cüzdan kağıttan yapılır.

Hier ist ein Stück Papier.

İşte bir parça kağıt.

Hast du das Papier geschnitten?

Kağıdı kestin mi?

Ich habe das Papier verbrannt.

- Ben kâğıdı yaktım.
- Kâğıdı yaktım.

Diese Schachtel besteht aus Papier.

Bu kutu, kağıttan yapılmıştır.

Er zerriss das Stück Papier.

Kağıt parçasını parçaladı.

Tom zerriss das Stück Papier.

Tom kağıt parçasını parçaladı.

Ich will ein Stück Papier.

Bir parça kağıt istiyorum.

In Schnur, Schafshaut oder Papier gewickelt

ve onu koyun derisi veya kağıdın içine sardılar,

Bring mir bitte ein Blatt Papier.

Lütfen bana bir kağıt getir.

Er gab ihr ein Blatt Papier.

Ona bir yaprak kağıt verdi.

Er brachte seine Gedanken zu Papier.

O, düşüncelerini kağıda döktü.

Bitte hol mir ein Stück Papier.

Lütfen bana bir parça kağıt getir.

Gib mir ein leeres Blatt Papier.

Bana boş bir sayfa kağıt verin.

Nein, dies Papier ist nicht weiß.

Hayır, bu kağıt beyaz değil.

Gib mir ein Stück weißes Papier.

Bana beyaz bir kağıt parçası ver.

Die Schüler bewarfen sich mit Papier.

Öğrenciler birbirlerine kağıt atıyorlardı.

Das ist nur ein Stück Papier.

Bu sadece bir kağıt parçası.

- Schere, Stein, Papier.
- Schnick, Schnack, Schnuck.

Taş, Kağıt, Makas

Papier zu recyceln, ist sehr wichtig.

Kâğıdı geri dönüştürmek çok önemlidir.

Sie bastelte eine Schneeflocke aus Papier.

O, kağıttan bir iri kar tanesi yaptı.

Tom brachte seine Gedanken zu Papier.

Tom düşüncelerini kâğıda döktü.

Es waren Tintenkleckse auf dem Papier.

Kağıtta mürekkep lekeleri vardı.

Das Papier wurde in China erfunden.

Kağıt ilk kez Çin'de icat edildi.

Das Papier ist unter dem Tisch.

Gazete masanın altında.

Sie brachte ihre Ideen zu Papier.

Düşüncelerini kağıda döktü.

Dieses Papier nimmt keine Tinte auf.

Bu kağıt, mürekkebi emmez.

Sie gab ihm ein Stück Papier.

O, ona bir parça kağıt verdi.

Sie gab mir ein Blatt Papier.

Bana bir kâğıt yaprak verdi.

Ich warf das Papier ins Feuer.

Kağıdı ateşe attım.

Ich zerreiß das Stück Papier jetzt.

Bu kağıt parçasını yırtacağım.

Dem Drucker ging das Papier aus.

Yazıcıda kâğıt kalmadı.

- Ich muss einen Brief schreiben. Hast du Papier?
- Ich muss einen Brief schreiben. Habt ihr Papier?
- Ich muss einen Brief schreiben. Haben Sie Papier?

Mektup yazmam gerekiyor. Kağıdın var mı?

- Bitte schreibe die Antwort auf dieses Stück Papier.
- Bitte schreibt die Antwort auf dieses Stück Papier.
- Schreiben Sie die Antwort bitte auf dieses Blatt Papier.

Bu kağıt parçasına cevap yaz, lütfen.

- Bitte schreibe die Antwort auf dieses Stück Papier.
- Bitte schreibt die Antwort auf dieses Stück Papier.

Lütfen cevabı bu kâğıt parçasına yazın.

Aber es ist nicht wie flaches Papier

Ama dümdüz kağıt gibi değil ki bu

Es ist nur noch wenig Papier übrig.

Çok az kağıt kaldı.

Er brachte ein Stück Papier zum Vorschein.

O, bir parça kağıt çıkardı.

Die Haut meiner Großmutter war wie Papier.

Büyükannemin cildi kağıt gibi görünüyordu.

Machst du mir einen Kranich aus Papier?

Bana bir kağıt turna kuşu yapar mısın?

Tom zeichnete eine Gerade auf das Papier.

Tom kağıda düz bir çizgi çizdi.

Ein Blatt Papier fiel auf den Boden.

Yere bir parça kağıt düştü.

Hebe das Papier da vom Boden auf!

Yerdeki o kağıdı kaldırın.

Tom zerriss das Papier in zwei Hälften.

Tom kağıdı iki parçaya ayırdı.

Papier, Glas und Plastik sind wiederverwertbare Materialien.

Kağıt, cam ve plastik geri dönüştürülebilir malzemelerdir.

Er schrieb etwas auf ein Stück Papier.

Bir kağıt parçasına bir şey yazdı.

Tom schrieb etwas auf ein Stück Papier.

Tom bir kağıt parçası üzerine bir şeyler yazdı.

Ich warf das Papier in die Flammen.

Kağıdı aleve attım.

Die Ehe ist mehr als ein Papier.

Evlilik bir kâğıttan daha fazlasıdır.

- Geben Sie mir bitte ein Stück Papier zum Schreiben.
- Gib mir bitte ein Stück Papier zum Schreiben.

Lütfen yazmak için bana bir parça kağıt ver.

- Japan verbraucht viel Papier.
- Japan verbraucht eine große Menge an Papier.
- In Japan werden große Mengen Papiers verbraucht.

- Japonya çok kâğıt tüketmektedir.
- Japonya çok kağıt tüketiyor.

- Könnten Sie das hier auf dieses Stück Papier schreiben?
- Könntest du das hier auf dieses Stück Papier schreiben?

Onu bu bir parça kağıda yazar mısın?

Meine Mutter schlug die Butterbrote in Papier ein.

Annem sandviçleri kağıda sardı.

Ich schrieb seine Adresse auf ein Stück Papier.

- Bir parça kağıda onun adresini yazdım.
- Onun adresini bir kağıt parçasına yazdım.

Wände haben Ohren, Schiebetüren aus Papier haben Augen.

Duvarların kulakları var, sürgülü kağıt kapıların gözleri var.

Ich habe ein Stück Papier im Raum gefunden.

Odada bir kâğıt buldum.

Lasse auf dem Papier beim Schreiben einen Rand!

Yazarken kağıtta boşluk bırak.

Papier, Pappe, Glas und Gartenabfall werden getrennt abgeholt.

Kâğıt, karton, cam ve bahçe artıkları ayrı alınır.

Bitte schreibe die Antwort auf dieses Stück Papier.

- Lütfen cevabı bu kâğıt parçasına yazın.
- Lütfen cevabı bu kâğıt parçasına yazınız.

Tom zog ein Stück Papier aus seiner Tasche.

Tom cebinden bir parça kağıt çıkardı.

- Hast du ein Blatt Papier, auf dem ich schreiben kann?
- Haben Sie ein Blatt Papier, auf dem ich schreiben kann?
- Habt ihr ein Blatt Papier, auf dem ich schreiben kann?

Üzerine yazabileceğim bir parça kağıdın var mı?

Der wahre Zauber findet nicht auf dem Papier statt,

asıl sihir kağıt üzerinde olmuyor.

Geben Sie mir bitte ein Stück Papier zum Schreiben.

Lütfen üzerine yazmam için bir kâğıt verin.

Tom zog ein zusammengefaltetes Stück Papier aus seiner Jackentasche.

Tom cebinden bir parça katlanmış kağıt çıkardı.

Ich schrieb seine Telefonnummer auf einem Fetzen Papier auf.

- Bir kağıt parçasına onun telefon numarasını not aldım.
- Onun telefon numarasını bir kâğıt parçasına yazdım.