Examples of using "Politik" in a sentence and their turkish translations:
Siyasetten nefret ederim.
Ben politikadan nefret ederim.
Politikayla ilgilenmiyorum.
Politikayla ilgileniyor musun?
- Politika kirlidir.
- Siyaset kirlidir.
Tom politikadan hoşlanmaz.
Siyaset onun ilgisini çekmedi.
Onlar politika konuştu.
Siyaset bir oyundur.
O, siyaset hakkında bir şey bilmiyor.
Politikaya kayıtsız görünüyor.
Ben siyasetle ilgili değilim.
Hukuk ve siyaset iki farklı şeydir.
O, siyasetle ilgilenmiyor.
- Tom politika ile ilgilenmiyor.
- Tom'un politikaya ilgisi yok.
Sevgili yoldaşlar, politikada
Mary politika ile ilgilenir.
Politikayı sevmiyorum.
Politika ikiyüzlülüktür.
Onun politikaları çok yenilikçi idi.
Politika kirli bir iş.
Tom Kanadalı siyasetten nefret ediyordu.
Biz hiç siyasetten bahsetmeyiz.
Tom siyaset hakkında konuşmayı seviyor.
Bu politikanın lehinde mi yoksa aleyhinde misin?
Tom politika ile hiç ilgilenmez.
Siyasetle alakaları yoktur.
Siyaseti dinden ayırmalıyız.
Politikayla ilgilenmiyorum.
Ben siyaset hakkında tartışmayı sevmem.
Tatoeba'nın daha çok politik cümleye ihtiyacı var.
Tom siyasetle ilgilenmiyor.
Tom siyasete girmek istedi.
Politika bir fikirler savaşıdır.
O, yeni bir politika izlemeye karar verdi.
Ben buna aitlik politikası diyorum.
Politikaya olan ilgisini kaybetti.
Siyasette kıvrak zekalı olmalısın.
Kendisini siyasetten uzaklaştırdı.
Siyasete ilgim tamamen akademik.
Genç Fransızlar politika üzerine konuşur mu?
Siyasetle hiç ilgilenmiyorum.
Ben gerçekten siyasetle ilgilenmiyorum.
Tom siyaset ve felsefe hakkında konuşmayı seviyor.
O, siyaset hakkında konuşmayı sever.
- Her zaman siyasetle ilgilenmişimdir.
- Hep siyasetle ilgilenmişimdir.
Politikadan bahsetmekten kaçınırız.
Savaş yanlış bir politikadan sonuçlandı.
Bayan Brown, siyaset üzerine bir kitap yazdı.
- Ülkemin siyasetini anlamaya çalışıyorum.
- Ülkemin politikasını anlamayı deniyorum.
Birçok insan siyasete ilgisizdir.
Siyaset ve din hakkında benim kendi görüşlerim var.
politikada ise tek bir basit anlatı var
beklenmeyen teknolojik, siyasi ve ekonomik değişimde
Bizim ülkemizin gençliği siyasetle ilgilenmez.
Bu politikanın bir sonucu olarak fiyatlar sert bir biçimde yükseldi.
Politikadan uzak kalması gerektiğini söyledi.
Amerikan siyasetinde yeni bir yüzdü.
Kız kardeşim çok sık siyaset konuşmaz.
Savaş, diğer yollarla siyasetin devamıdır.
- Oyun, siyasi dünya üzerine bir taşlamadır.
- Oyun, siyasi dünya üzerine bir hicivdir.
Politikada dostluklar yoktur, sadece iş arkadaşları vardır.
Yoldaş Lenin politika hakkında konuşmayı tercih etmiyor.
Politikadaki çoğu insan Adams'ı sevmiyordu.
Politika hakkında yaptığımız konuşmadan gerçekten hoşlandım.
Bazen gerçekler siyasette önemli görünmemektedir.
Politikada "asla" kelimesi genelde "yarın" anlamına gelir.
yemek masasında seks, politika ve dinden bahsedilmemesi öğretilmiştir.
Hatta politikayı pek çok yönden bir aitlik arayışı olarak görebilirsiniz.
Din ve siyasetle ilgili tartışmadan kaçınsan iyi olur.
Biz çoğunlukla politika tartışarak bütün gece otururduk.
Bu yeni politikanın büyük ölçekli işler yaratacağı umuluyor.
Siyaset söz konusu olduğunda, o hala bir çocuk kadar masum.
Siyaset ölmüş fok gibidir. Çok pis kokar ama yağı kıymetlidir.
Politika insanları onları ilgilendiren şeylere karışmalarını önleme sanatıdır.
Siyasette sık sık düşmandan bir şeyler öğrenilmesi gerektiği, eski bir hakikattir.
Bugün öğrencilerin daha fazla boş zamanı olsa, onlar politikaya daha fazla ilgi duyarlar.
Biz hepimiz önceden ınsandık, ırkcılık bizi birbirimizden ayırmadan, din yarmadan, politika bölmeden ve maddi varlık bizi sınıflamadan.
Erkeklerin hepsi, tabiki kendi karılari olmamak şartıyla, daha fazla kadının siyasette faaliyet göstermesinden yanadir.