Examples of using "Pleite" in a sentence and their turkish translations:
O, beş parasızdır.
Biz meteliksiziz.
Onlar meteliksiz.
Biz meteliksiz miyiz?
Tom beş parasız.
Yunanistan iflas ediyor.
Neredeyse beş parasızım.
O şirket iflas etti.
Neredeyse beş parasızız.
Tom meteliksiz olabilir.
Tom her zaman meteliksiz.
Tom neredeyse meteliksiz.
Beş parasız olduğumu herkes biliyor.
Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi.
- Tom ve Mary ayrı.
- Tom ve Mary beş parasız.
Tom parasız ve evsizdi.
Tom meteliksiz olduğunu söyledi.
Tom ve ben meteliksiziz.
Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi.
Tom beş parasız, değil mi?
O iflas etti.
- O, iflas etti.
- O iflas etti.
Tom Mary'nin meteliksiz olmadığını söyledi.
Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu düşünüyor.
Tom her zaman meteliksiz, değil mi?
Tom bana beş parasız görünmüyor.
Tom'un meteliksiz olduğunu sanmıyorum.
Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu düşünmüyor.
- Hiç param yok.
- Beş parasızım.
- Meteliğe kurşun atıyorum.
Gerçekten züğürtüm.
Şirket iflas etti.
Züğürt olmasam onu alırdım.
Onun işinin iflasın eşiğinde olduğunu duyuyorum.
Ben sadece yarışlarda kaybettim bu yüzden beş parasızım.
Şirketi iflas etti ve daha da kötüsü o bir trafik kazası geçirdi.
Bu hafta sonu kaplıcaya gitmeyi göze alamam. Ben meteliksizim.
O ayın sonunda her zaman züğürttür.
Tom'un ilk karısı onu aldattı, ve o, Mary ile tanıştığında beş parasızdı.
İhtiyacımız olmayan şeylere para harcamayı bırakmazsak, yakında meteliksiz oluruz.