Examples of using "Miteinander" in a sentence and their turkish translations:
Biz konuşma şartlarındayız.
Onlar birbirleriyle konuşuyor.
Telefonda birbirleriyle konuştular.
Onlar birbirleriyle konuştular.
- Herkese merhaba!
- Herkese merhaba.
- Merhabayın!
Onlar birbirlerine fısıldadılar.
İletişim kurduğumuz sürece
Biz evlendik.
Onlar flört etmiyorlar.
Herkes Tom'a merhaba desin.
Her şey bağlı.
Şu ikisi dışarı gidiyorlar mı?
Biz telefonda konuştuk.
Onlar neşeyle birbirine su sıçrattı.
bu bağlantı sistemleriyle
Bir türlü birbirleriyle anlaşamıyorlar
İki kabloyu birlikte bağla.
Onlar birlikte geçinemezler.
Biz çıkmıyoruz.
Tom ve Mary birbirleriyle dans ettiler.
Onlar her gece telefonda konuştu.
Artık cinsel ilişkiye girmiyoruz.
Tom ve Mary birbirleriyle dedikodu yapıyorlardı.
Birlikte çok zaman harcarlar.
Önce konuşmalıyız.
Artık neredeyse hiç konuşmuyoruz.
Biz konuşmuyoruz.
Birbirlerimizle daha sık konuşmamız gerek.
Tom ve Mary telefonda konuştu.
Biz aile değiliz.
Tom ve Mary birbirleriyle konuştular.
Hepimiz akrabayız.
Birbirimizle temasta kalmaya devam edelim.
Tom ve Mary neşeyle birbirine su sıçrattı.
Birlikte İsviçre Almancası konuşalım mı?
Birbirimize daha sık çıkmamız gerekiyor.
Tom ve onun öğretmeni birbiriyle konuşuyordu.
Tom ve Mary'nin geçim sorunu var.
İnsanoğlu birçok şekilde iletişim kurar.
Philip ve Tom'un birbirleriyle ilişkisi var.
Adam iki kabloyu bağladı.
İki kız kardeş birbirleriyle sürekli kavga ediyorlar.
İki olay birbirine bağlı.
Maria ve Tom birlikte mutlular.
Sanırım yürümeliyiz.
Tom ve Mary birbirleriyle Fransızca konuşurlar.
Tom ve Mary birbirleriyle geçiniyorlar mı?
Tom ve ben birbirimizle konuşmaktan zevk alırız.
İkiniz nasıl geçiniyorsunuz?
Bir dakika konuşabilir miyiz?
Bak! İki çocuk kavga ediyor.
Sanırım konuşmamız gerekiyor.
Tom ve Mary birbirlerine akraba.
Üçümüz birlikte çok zaman harcarız.
- Kız kardeşler birbirleriyle ahenk içerisinde yaşadı.
- Kız kardeşler birbirleriyle uyum içinde yaşadı.
Tom ve Mary konuşmuyorlar.
Biz daha önce birbirimizle konuştuk.
- Tom ve Mary birbirleriyle konuşmuyorlar.
- Tom ve Mary birbiriyle konuşmaz.
Tom ve Mary her zaman birbirleriyle flört ediyorlar.
Tom ve Mary birbirleri ile her zaman dövüşüyorlar.
Tom ve Mary birbirleri ile her zaman tartışırlar.
Onlar çok iyi geçindiler.
Tom ve Mary çıkmıyorlar.
Birbirimizle birçok açıdan iletişim kurabiliriz.
Aslanlar yiyecek almak için birbirleri ile dövüştüler.
Konu hakkında birbirlerimizle tartışalım.
Bay Long ve Bay Smith birbirleriyle konuştu.
Konuşmak için durduk.
Birbirimizle sakince konuşmalıyız.
Herkesin anlaşmasını istedim.
Birbirimizle çok iyi geçinmiyoruz.
- Bizim konuşmamız gerekiyor.
- Biz konuşmak zorundayız.
- Biz konuşmalıyız.
Gerçekten konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.
Tom ve Mary birbirleriyle her zaman Fransızca konuşurlar.
Tom ve ben iyi geçiniriz.
İyi geçinebileceğimizi sanıyorum.
Tom, Mary ve John'un birbirleriyle flört ettiğini gördü.
Tom ve Mary artık birbirleriyle konuşmuyorlar.
Tom ve Mary iyi geçinmezler.
Tom, seninle yalnız konuşabilir miyiz, lütfen?
Tom ve Mary birbirleriyle genellikle Fransızca konuşurlar.
Tom ve Mary nadiren birbirleriyle Fransızca konuşurlar.
Tom ve Mary genellikle aralarında Fransızca konuşurlar.
Tom ve Mary birlikte geçinmiyor.
Tom ve Mary iyi geçiniyor gibi görünüyordu.
İşini aile hayatınla birleştirsen iyi olur.
Tom ve Mary çok iyi geçindiler.
Biz her zaman iyi arkadaşlardık