Examples of using "Millionär" in a sentence and their turkish translations:
çarıklı milyoner
Tom bir milyoner.
Keşke bir milyoner olsam.
Onun babası bir milyonerdi.
- Milyoner olsa gerek.
- Milyonermiş.
Tom bir milyoner değil.
Onlar bir milyoner olduğumu düşünüyor.
Mary bir milyonerle evlenmek ister.
O bir milyonerle evlenmek istiyor.
Gerçekten de milyoner değilsin, değil mi?
- Milyoner gibi görünüyor.
- O, milyonere benziyor.
Milyoner olmak isterim.
Tom bir milyoner olmayı hayal ediyor.
Tom bir milyoner olmayı diliyor.
Tom bir milyoner gibi görünüyor.
Milyonere benzemiyorsun.
Bir milyoner olmanın nasıl bir şey olacağını merak ediyorum.
Bu projede çalışan herkes milyoner oldu.
Sanki bir milyonermiş gibi yaşıyor.
Tom kendi çabasıyla milyoner oldu.
Paçavralıktan zenginliğe..
O fakir doğdu ama bir milyoner olarak öldü.
"Ne zaman" sözcüğü var olmasaydı, babam bir milyoner olurdu.
Milyoner, fakir bir çocuk olarak hayata başladı.
Milyoner olmayı hayal ediyorsun.
Tom kendi kendini yetiştirmiş bir adam.
Milyoner, maliyeti ne olursa olsun başyapıtı satın almaya niyetlendi.
salak milyoner ve köyden indim şehire filminde
İsrail'deki "Kim milyoner olmak ister" yarışmasında şimdiye kadar yalnızca bir katılımcı bir milyon İsrail Şekeli kazanabildi.