Examples of using "Kern" in a sentence and their turkish translations:
çekirdeği ise yeniden filizlenmesine
çünkü çekirdek soğumuş
Bu, sorunun özüdür.
çekirdeğin etrafı ise akışkan magma ile dolu
Zaten esas mesele de bu değil mi?
dünyanın merkezinde bir çekirdek var
dev çarpışma fikrini tamamen reddetmek isteyen bilim insanları vardı.
posasını ve çekirdeğini havada yere bırakır
dünyanın çekirdeği ay kadar büyük
Helium ikinci en basit atomdur. O, iki proton ve iki nötron içeren bir çekirdekten oluşur. Çekirdek etrafında 2 elektron döner.
Olayların bu açıklaması tamamen abartılmış, üstelik doğru olsa bile.
Çekirdeksiz üzüm ve çekirdeksiz karpuz var. Merak ediyorum çekirdeksiz mango var mı?
Bir hidrojen atomu çekirdeği tek bir protondan oluşur. Bu protonun etrafında tek bir elektron döner.