Translation of "Fangen" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Fangen" in a sentence and their turkish translations:

- Sie werden dich fangen.
- Sie werden euch fangen.
- Sie werden Sie fangen.

Onlar seni yakalayacaklar.

Katzen fangen Mäuse.

Kediler fareleri yakalar.

Fangen wir an!

- Başlayalım.
- Başlayalım!

Fangen Sie an!

Başlayın!

- Fangen wir mit euch an.
- Fangen wir bei euch an.
- Fangen wir mit Ihnen an.
- Fangen wir bei Ihnen an.

Seninle başlayalım.

- Kommt, wir spielen jetzt Fangen.
- Komm, wir spielen jetzt Fangen.
- Kommen Sie, wir spielen jetzt Fangen.

Kovalamaca oynayalım.

Hier fangen wir an.

Bu başladığımız yer.

Also, fangen wir an!

Öyleyse başlayalım.

- Los!
- Fangen wir an!

Başlayalım.

Wo fangen wir an?

Nereden başlarız?

Wann fangen wir an?

Ne zaman başlarız?

Fangen wir bald an?

Yakında başlıyor muyuz?

Die Kinder fangen Schmetterlinge.

Çocuklar kelebekleri yakalarlar.

Er wird uns fangen.

O bizi yakalayacak.

Sie wird uns fangen.

O bize yetişecek.

Versuch mich zu fangen!

Bana yetişmeye çalış!

Wir werden euch fangen.

Size yetişeceğiz.

Tom wird uns fangen.

Tom bizi yakalayacak.

Wir werden Tom fangen.

Tom'u yakalayacağız.

Wir fangen sofort an.

Hemen başlayacağız.

Wie fangen wir an?

Biz nasıl başlarız?

Morgen fangen wir an.

Yarın başlayacağız.

Ich wollte Fangen spielen.

Ben kovalamaca oynamak istedim.

Sie fangen an zu schwitzen

terlemeye başlıyorsunuz

Die Schlange zu fangen. Okay.

ve yılanı yakalamayı deneyeceğim. Tamam.

Tom und Maria spielen Fangen.

Tom ve Mary kovalamaca oynuyor.

Fangen wir von vorne an!

Başa dönelim.

Wo fangen wir überhaupt an?

Nereden başlıyoruz ki?

Hohe Bäume fangen viel Wind.

Uzun boylu ağaçlar bir sürü rüzgar yakalar.

Wir fangen morgen früh an.

Yarın sabah başlayacağız.

- Wir fangen an, sobald du fertig bist.
- Wir fangen an, sobald ihr fertig seid.
- Wir fangen an, sobald Sie fertig sind.

Hazır olduğunda başlayacağız.

Und versuchen, damit etwas zu fangen.

ve bir şey yakalamaya çalışırım.

Wir müssen den Löwen lebendig fangen.

Biz aslanı canlı yakalamak zorundayız.

Fangen wir mit Lektion zehn an.

10. dersten başlayalım.

Tom sah Maria einen Fisch fangen.

Tom Mary'nin bir balık yakaladığını gördü.

Fangen wir mit etwas Einfachem an!

Basit bir şeyle başlayalım.

Tom spielt mit seinem Sohn Fangen.

Tom oğluyla yakalama oynuyor.

Ohne Köder Fische fangen ist schwer.

Yem olmadan balık yakalamak zor.

- Lass uns anfangen.
- Fangen wir an!

Başlayalım.

Sobald sie ankommt, fangen wir an.

O gelir gelmez, başlayacağız.

Wir spielen Fangen. Willst du mitmachen?

Kovalamaca oynuyoruz. Katılmak ister misin?

- Wir fangen an.
- Wir werden anfangen.

Biz başlayacağız.

Fangen wir mit dem Grundsätzlichen an!

Temel ögelerle başlayalım.

Tom versuchte, das Kaninchen zu fangen.

Tom tavşanı yakalamaya çalıştı.

Ich spielte mit meinem Vater fangen.

Babamla yakalama oynadık.

Wann fangen wir an zu essen?

Ne zaman yemek yemeye başlayacağız?

Wir fangen gleich morgen früh an.

Yarın ilk şeye başlayacağız.

Wir fangen morgen um neun an.

Yarın dokuzda başlayacağız.

Tom versuchte, das Huhn zu fangen.

Tom tavuğu yakalamaya çalıştı.

Wie fangen die ganzen Kinder Frösche?

Bütün çocuklar kurbağaları nasıl yakalar?

Fangen wir doch ohne Tom an!

Tom olmadan başlayalım.

Wir fangen jetzt an zu essen.

Biz yemek yemeye başlıyoruz.

So fangen sie einen Elefanten lebendig.

Bu bir fili nasıl canlı yakaladıklarıdır.

Fangen wir mit dieser Aufgabe an!

Bu sorunla başlayalım.

Fangen wir jetzt gleich damit an.

Aslında, hadi şu an yapmaya başlayın.

- Fangen wir an!
- Lass uns anfangen!

Başlayalım.

Fangen wir an mit der Übersetzung!

Çeviriye başlayalım!

Ich habe niemanden Fische fangen sehen.

Kimsenin herhangi bir balık yakaladığını görmedim.

Hast du Lust, Fangen zu spielen?

Kovalamaca oynamak ister misin?

Wir fangen an, sobald wir können.

Elimizden geldiğince erken başlayacağız.

Tom, wir fangen mit dir an.

Tom, seninle başlayacağız.

Womit fangen wir eher etwas zu essen?

Yiyecek yakalamak için en iyi ihtimalimiz ne?

Um zu versuchen, damit etwas zu fangen.

ve bir şey yakalamaya çalışırım.

Wie sollen wir versuchen, sie zu fangen?

Peki onu yakalamak için hangi yaklaşımı kullanmalıyız?

Wir werden versuchen, sie so zu fangen.

İşe yararsa onu bunun içine sokmaya çalışacağız.

Mit etwas Glück fangen wir einen Skorpion.

Şansımız varsa bir akrep yakalarız.

Wie fangen wir an, die Starrheit aufzubrechen,

Peki bu kalıplaşmışlığı bozarak

Aber seine Probleme fangen gerade erst an.

Ama henüz yolun çok başında.

Mit Tentakeln fangen sie Kleinstlebewesen, die vorbeischwimmen.

Yanlarından süzülen ufak yaratıkları yakalamaya yarayan, sokucu dokunaçlar.

Ich denke: "Er wird den definitiv fangen."

"Bunu kesinlikle yakalayacak." diye düşünüyordum.

- Fang an!
- Fangen Sie an!
- Fangt an!

- Başla!
- Başlayın!

Wir fangen an, sobald du fertig bist.

Hazır olduğunda başlayacağız.

Fangen wir mit den guten Nachrichten an!

İyi haberle başlayalım.

Fangen wir jetzt mit der Sitzung an!

Toplantıya şimdi başlayalım.

Auf diese Weise fangen sie lebende Elefanten.

Bu, filleri canlı yakalamalarının yoludur.

Wenn alle bereit sind, fangen wir an.

Herkes hazırsa başlıyoruz.

Also fangen wir mit einem Spaziergang an.

Yürüyüşe çıkmakla başlayalım.

Warum fangen Sie nicht von vorne an?

Neden baştan başlamıyorsun?

Tom und Maria spielten eine Zeitlang Fangen.

Tom ve Mary bir süre yakalama oynadı.

Blusen dieser Art fangen an, altmodisch auszusehen.

Bu tür bluz biraz eski moda görünmeye başlıyor.

Wie fangen wir das giftige Reptil am besten?

Bu zehirli sürüngeni yakalamaya çalışmanın en iyi yolu nedir?

Wie fangen wir dieses giftige Reptil am besten?

Bu zehirli sürüngeni yakalamaya çalışmanın en iyi yolu nedir?

Wir müssen uns beeilen und mehr Kriechtiere fangen.

Acele edip birkaç böcek daha yakalamalıyız.